11-13 Nisan 2025 tarihleri arasında düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu hakkında değerlendirmelerde bulunan MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç. Dr. Zuhal Karakoç Dora, Türkiye’nin dış politikadaki etkinliğini yansıtan Antalya Diplomasi Forumu'nun yalnızca diplomatik bir forum olmanın ötesinde, Türk milliyetçiliği vizyonunun uluslararası düzlemde kurumsallaşmasına hizmet eden stratejik bir platform niteliğinde olduğunu söyledi.

ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER

Antalya Diplomasi Forumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda ''155 ülkeden 21 Devlet ve Hükümet Başkanı ile 64’ü Bakan olmak üzere 6 binin üzerinde konuğu ağırladığımız IV. Antalya Diplomasi Forumu’nu tamamladık. Çatışmaların ve anlaşmazlıkların diplomasi, diyalog ve iş birliği yoluyla kalıcı çözümlere kavuşturulması için çabalarımızı sürdüreceğiz. Emsallerinden farklı olarak tüm coğrafyaları kucaklayan, herkes için özgür bir tartışma ortamı sunan Antalya Diplomasi Forumu’nda küresel meseleleri ve ortak geleceğimizi birlikte ele almaya devam edeceğiz... Forum kapsamında; artan jeopolitik gerilimlerden küresel eşitsizliklere, sivilleri hedef alan saldırılardan teknolojik dönüşümün yarattığı belirsizliklere ve iklim krizinin çok boyutlu etkilerine kadar pek çok kritik mesele, diplomasinin yapıcı ve kapsayıcı araçlarıyla ele alınacak. Ayrışan dünyamızda diplomasiyi sahiplenmeye ve etkin şekilde işletmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, adil bir uluslararası sistemi yeniden inşa etme hedefine katkı sunmaya kararlıyız.'' demişti.

MHP'Lİ DORA'DAN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ AÇISINDAN ANTALYA DİPLOMASİ FORUMU 

Antalya Diplomasi Forumu hakkında analiz yaparken konuyu Türk milliyetçiliği açısından da değerlendiren MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

''11-13 Nisan 2025 tarihlerinde dördüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF), Türkiye'nin uluslararası diplomasi sahnesinde artan etkisinin bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. 'Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek' temasıyla gerçekleştirilen forum, küresel jeopolitik kutuplaşmaların, bölgesel çatışmaların ve uluslararası sistemin çözüm üretmekte yetersiz kaldığı bir dönemde, diplomasinin hem kriz yönetiminde hem de norm inşasında yeniden merkezî bir rol üstlenmesini amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Antalya Diplomasi Forumu yalnızca bir dış politika organizasyonu değil, aynı zamanda Türkiye’nin dış politika vizyonunun, ulusal stratejik hedeflerinin ve ideolojik yaklaşımlarının şekillenmesinde bir sahne işlevi de görmektedir.

Türk milliyetçiliği, Türk milletinin tarihsel birikimini, kültürel kodlarını ve jeopolitik sorumluluklarını merkeze alan bir uluslararası vizyon benimsemekte; özellikle Türk Dünyasının birlikteliğini, Türkiye’nin egemenlik haklarını ve bağımsız karar alma yeteneğini ön planda tutmaktadır. Dış politikadaki temel önceliklerimiz; ülkemizin bağımsızlığının korunması, milli güvenliğinin sağlanması, Türk milletinin çıkarlarının her düzeyde savunulması ve Türk dünyasıyla entegrasyonun artırılması şeklinde özetlenebilir. Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi ülkümüz, küresel sistemde Türk milletinin tarihsel rolünü yeniden tanımlamayı hedeflemekte; 2023 yılında Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonu, Türkiye’nin yalnızca bölgesel bir güç değil, aynı zamanda küresel bir medeniyet öncüsü olmasını da içeren geniş bir tahayyül barındırmakta olup dış politikadaki kızıl elmamıza giden bir basamak teşkil etmektedir. Bu vizyon, ADF 2025 gibi çok taraflı platformlarda Türkiye'nin aktif rol üstlenmesini, bağımsız ve özgüvenli bir dış politika yürütmesini zorunlu kılmaktadır. 

“Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” başlığı, bir yönüyle Batı merkezli uluslararası düzenin çözülmekte olduğu; diğer yandan yeni güç odaklarının ve çok kutuplu yapının yükselmekte olduğu bir dönemin tanımlamasıdır. Ayrıca forumda Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle yapılan ikili görüşmeler, Türk dünyasıyla entegrasyonun diplomatik düzlemde pekiştirildiğine işaret etmektedir. Bu gelişme, Türk Dünyasıyla olan ilişkilerimiz çerçevesinde önem arz etmektedir.

ADF 2025’te Türkiye'nin kendi kararlarını bağımsız şekilde alabilen bir güç olarak konumlandırılması, ADF 2025’te Türk Devletleri Teşkilatı üyeleriyle yapılan görüşmeler ve çeşitli ülkelerle yapılan çok taraflı paneller, ADF’nin Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde daha aktif, bağımsız ve milli kimlik temelli bir pozisyon almasını teşvik eden bir platform işlevi gördüğünü gözler önüne sermektedir. Türk milliyetçiliği çerçevesinde şekillenen stratejik realizm ve kültürel idealizm ışığında Türkiye’nin uluslararası siyasetteki konumunun güçlenmesi kaçınılmazdır. ADF ve yapılacak diğer milli nitelikteki uluslararası ölçekteki girişimler, milli ülkülerimize ulaşmamızda kilit rol üstlenecektir şüphesiz. Bu bağlamda ADF 2025, yalnızca diplomatik bir forum olmanın ötesinde, Türk milliyetçiliği vizyonunun uluslararası düzlemde kurumsallaşmasına hizmet eden stratejik bir platform niteliğindedir.''