Bahçeli: Namertlik Yapanların Alayı İşin İçindedir
Haber Detayı
20 Nisan 2021 - Salı 22:08 Bu haber 3049 kez okundu
 
Bahçeli: Namertlik Yapanların Alayı İşin İçindedir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'ye karşı yürütülen karanlık planın içinde olanların alayının namertlik yaparak kıvırmaya çalıştığını söyledi.
MHP Haberi
Bahçeli: Namertlik Yapanların Alayı İşin İçindedir

Türkiye'nin dört bir taraftan sıkıştırılıp çembere alınmak istendiğine dikkat çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akdeniz'de çarpık bir plan ve senaryo kapsamında kampanya yürütülerek Türkiye'nin meşgul edilmeye çalışıldığını, Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’nin milli güvenliği tehlikedeyken aynı karanlık halkanın parçası olan 104 emekli amiralin bildirisinin ortaya atıldığını, alayı içinde olmasına rağmen namertlik yaparak kıvırdıklarını belirterek, destursuz bağa girenin sopayla kovalanacağını söyledi.

 

İLK MECLİS'İN SİYASET VE DİPLOMASİ İSTİKAMETİ MİLLİ GERÇEKLERE BAĞLIYDI

 

İlk Meclis’in siyaset ve diplomasi istikameti; gayet akılcı, son derece stratejik, oldukça dengeli, bir o kadar sabırlı ve soğukkanlı, elbette milli gerçeklere bağlıydı. Bununla birlikte Doğu ile Batı’nın birbirinden farklı, ancak ağırlık bakımından neredeyse aynı düzeydeki maddi ve manevi baskıları arasında hareket etmek zorundaydı. Meclis, iç ve dış siyasi gelişmeler karşısında daima pozisyonunu tayin etmek lüzumunu duymuş, en gerçekçi şekilde olayları ve tarihin akışını yorumlamıştır. Üstelik Doğu ile Batı’nın milli varlığa ve siyasi kurumlara tesir seviyesini isabetle hesaplamış, tehditleri zamanlama yanlışına düşmeden analiz edebilmiştir. Milliyetçi kahramanlar, deyim yerindeyse iki ateş arasından bu cennet vatanı kurtarmasını bilmişler, hiç kimseye, hiçbir güç odağına boyun eğmemişlerdir. Kaldı ki tam bağımsızlığın başkaca bir yolunu da görmemişledir.

 

TÜRKİYE DÖRT BİR TARAFTAN SIKIŞTIRILIP ÇEMBERE ALINMAK İSTENMEKTEDİR

 

Türkiye bugün dört bir taraftan sıkıştırılmak, çembere alınmak istenmektedir. Rusya-Ukrayna arasında yükselen tansiyon, Kerç Boğazı’nın askeri gemilere kapatılıp Azak Denizi’nin ablukaya alınması, ABD’nin Karadeniz’e savaş gemisi göndermekten vazgeçip devreye İngiltere’nin girmesi bölgenin her türlü ihtimale açık olduğunu teyit etmektedir. Rusya, Ukrayna sınırına çok ciddi askeri yığınak yaparken, Kırım’a da asker konuşlandırmıştır. Artan gerilimin yatıştırılması konusunda Türkiye’den başka inisiyatif üstlenen, öne çıkan, aktif bir dış politika izleyen ikinci bir ülke ne yazık ki yoktur. Ukrayna ve Rusya arasında çıkacak muhtemel bir savaşın diğer taraf ülkelerin müdahalesiyle yaygınlaşması, nihai olarak huzur ve barış denizi olan Karadeniz’in kana boyanması kuşkusuz felakettir.

 

AKDENİZ'DE YUNANİSTAN ÇARPIK BİR PLAN VE ÇİRKİN BİR SENARYO YÜRÜTÜYOR

 

Kuzeyimizde bunlar yaşanıyorken, Akdeniz’de Yunanistan çarpık bir plan ve çirkin bir senaryo dahilinde tahrik kampanyasını yoğunlaştırmaktadır. Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Türkiye ziyareti esnasında yayımlanan bir Navtex ile Girit’in güney doğusunda bir Fransız araştırma gemisi ve refakatçisi Yunan savaş gemisi kıta sahanlığımıza tecavüz etmiştir. Zamanında müdahale eden Türk firkateynleri ise mütecaviz emellere set çekmiş, müsamaha göstermemiştir. Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Türk Dışişleri Bakanı’yla ortak basın toplantısında sergilediği nezaketsiz, mesnetsiz, kaba ve gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan suçlayıcı ifadeleri Türkiye’ye kriz çıkarmak amacıyla özel olarak gönderildiğine işaret etmiştir.

 

TÜRKİYE AKDENİZ'DE MEŞGUL EDİLMEK İSTENİLİYOR

 

Densiz Dendias’ın ağzının payını veren, haddini bildiren ve gevşeyen ayarlarını sıkıştıran Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nu huzurlarınızda yürekten tebrik ediyorum. Basın toplantısı öncesi Sayın Çavuşoğlu’na, mevkidaşının anladığı dilden konuşması hususunda talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’nin itibar ve saygınlığını gölgelemeyi aklından geçiren Yunan Bakan sert kayaya çarpmış, parmak sallayım derken Türk pençesini yemiştir. Anlaşılan Türkiye’nin Akdeniz’de meşgul edilmesi planlanmaktadır. Bize göre buradaki hedef, Rusya ve Ukrayna gerilimindeki sağlam duruşumuzu bozmak, Doğu ile Batı arasındaki dengeli tutumuzu budayarak bir tercihe zorlamaktır.

 

AKDENİZ'İN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEN YEGANE ÜLKE YUNANİSTAN'DIR

 

Yunanistan’ın maşalık ve korsanlığa soyunması, bu ülkenin Dışişleri Bakanı’nın olay çıkarmak niyetiyle Türkiye’ye gelmesi önü arkası düşünülmüş, diplomatik teamüllerle ters düşmüş ucuz bir oyundur. Kuyu kazan, kazdığı çukura paldır küldür devrilmiştir. Akdeniz’in güvenliğini tehdit eden yegane ülke Yunanistan’dır. Gayri askeri statüde olması antlaşmalarla güvenceye alınan 12 Ada’yı silah ve askerle dolduran Yunanistan hem suçlu hem de korkaktır. Batı Trakya’da Müslüman azınlıktan bahseden bu çürük kafalar, oradaki azınlığın aynı zamanda Türk olduğunu, bu gerçeği değiştirmeye hiçbir çapulcunun, hiçbir muhasım ülkenin takatinin yetmeyeceğini bilmeleri ve kabullenmeleri şarttır.

 

LOZAN ANTLAŞMASI ÇİĞNENMEKTEDİR

 

Sayıları 150 bine ulaşan Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının kendi baş müftülerini seçmekten mahrum olmaları büyük bir haksızlık, vahim bir hukuksuzluktur. Lozan Antlaşması çiğnenmektedir. 2012 yılında Batı Trakya’yı ziyaretimiz sırasında, bizleri alicenaplıkla karşılayan, “Evinize hoş geldiniz” diyerek sevinç içinde kucaklarını açan soydaşlarımız asla yalnız değildir, asla çaresiz değildir, asla sahipsiz değildir. Görüldüğü kadarıyla Yunanistan tarihten hiç ders almamıştır. Anadolu’dan kaçarken enselerinden yakalanan Yunan askerlerinin Ege’ye nasıl döküldüğünü, bir daha karaya çıkarlarsa dünyayı başlarına nasıl geçireceğimizi bu küçücük ülke sanıyorum hafızasından da çıkarmıştır.

 

DESTURSUZ BAĞA GİREN SOPAYLA KOVALANIR

 

Densiz Dendias’a ve Başbakan Miçotakis’e destursuz bağa girenin sopayla kovalanacağını birilerinin tek tek anlatmasında yarar olacaktır. Deve nasıl ki boynuz ararken kulağından olmuşsa, Yunanistan da aklını başına almazsa değil kulağından bu gidişle boynundan da mahrum kalacaktır. Lafla peynir gemisi yürümez, Akdeniz’de fitnenin fermanı okunamaz. Dilden gelen elden gelse keyfi yeten sultan, canı çeken de denizler hâkimi olurdu. Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı provoke edenler Akdeniz ve Karadeniz’de stratejik hesapları olan hunhar emperyalistlerdir. Bunu görüyor, bunu biliyoruz.

 

HERKES SOYUNA ÇEKECEK KANININ VE FITRATININ GEREĞİNİ YAPACAKTIR

 

Aynı Yunanistan, şu mübarek günlerde Filistin’e şiddetle musallat olan Yahudi yerleşimci terörünü tasdik edercesine, İsrail ile kapsamlı bir savunma antlaşması imzalamıştır. İnsaf ve merhamet bilmeyen, hoşgörü ve insanlık tanımayan bu ülkenin kolluk güçleri, mültecilerin üzerine benzin döküp yakmaya teşebbüs edecek kadar acımasızdır, alçaktır, barbardır. Hani Avrupa değerleri? Nerede insan hakları? Nereye gitti insani yardım kuruluşları? AB’nin ve ABD’nin arkasına gizlenerek terör estiren, zulüm yağdıran Yunanistan hükümeti unutmasın ki, mazlumların ahı hiç kimsenin yanına kalmayacak, bu hesap yarına bırakılmayacaktır. Türk milleti, evinden barkından kopmuş masum yavruları, kimi kimsesi olmayan muhtaç ve düşkün insanları vicdan örtüsüyle, şefkatli dokunuşuyla korumaya alırken, Yunanistan’ın ateşe verme iştahı tek kelimeyle kansızlıktır. Nitekim herkes soyuna çekecek, kanının ve fıtratının gereğini yapacaktır.

 

BU TERTİBE SAHİP ÇIKAN KİM VARSA YUNANİSTAN'IN HİZASINDADIR

 

Türkiye alerjisi ortak paydaları olan, Doğu Akdeniz’de aleyhimize ittifak kuran Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin dışişleri bakanları düzeyinde özel bir toplantıyla bir araya gelmeleri muhasım cephenin faal halde olduğunu göstermektedir. Türk milleti oyunları bozmaya muktedir, zalimleri ve piyonlarını her saha ve zeminde karşılamaya da kararlıdır. Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’nin milli güvenliği risk ve tehditlere maruz kalmışken, 104 emekli amiralin bildirisi bize göre karanlık bir planın ilk halkasıdır. Türkiye’nin mavi vatanında her zamankinden fazla tedbirli ve kuvvetli olması gerekirken, 4 Nisan bildirisinin Deniz Kuvvetleri’mizi töhmet altında bırakması, donanmamız üzerine gölge düşürmesi iç ve dış bağlantıları olan ahlaksız bir tertiptir. Bu tertibe sahip çıkan kim varsa Yunanistan’ın hizasındadır.

 

367 KRİZİNİ ÇIKARAN KANATOĞLU'NDAN SONRA DEVREYE BEYNİ SULANMIŞ SELÇUK GİRDİ

 

Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk’un, 4 Nisan darbe çağrısının mertçe kaleme alındığını bir gazete aracılığıyla açıklaması ise tam manasıyla namertliktir. Emekli amirallerin bildirisini anayasal hak gören, düşünce özgürlüğüyle izah eden cunta sevdalıları, demokrasi muhalifleri, neyin ön hazırlığıyla, hangi amaçların propaganda faaliyetleriyle tembihlenmişlerdir? Her puslu dönemde, yargıya yuvalanmış bir ucubenin ağzını açması, nifak saçması nereye kadar olağan karşılanacaktır? 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimini mimarı olduğu 367 düğümüyle krize sokan Kanadoğlu’ndan sonra şimdi de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski Başkanı mı girmiştir?

 

ALAYINIZ İŞİN İÇİNDESİNİZ

 

Belli merkezlerde projelendirilip kamuoyuna servis edilen 128 milyar dolar nerede sorusu, ihanetin ve melanetin maskesi olarak mı kullanılmaktadır? Hazine ve Maliye Bakanı kaybolan para yok diyor, Merkez Bankası Başkanı aynı şeyi söylüyor, üstelik somut ve rasyonel veriler de bu ifadeleri doğruluyor, ne var ki CHP-İP-HDP ağız birliği etmişçesine 128 milyar doların akıbetini sorguluyor. Bre utanmazlar, 128 milyar doları bırakın da, 104 emekli amiralin 4 Nisan bildirisinin hesabını verin. Çünkü alayınız işin içindesiniz. Aradığınız para devletin kasasında, peki siz neredesiniz? Hz.Ömer, utanması olmayanın kalbi ölüdür, demişti. Bunların siyasetleri de kalpleri de iflas etmiştir. Mertlikleri ise sıvası dökülmüş kerpiç duvar gibidir.

 

KIVIRMAK MERTLİK DEĞİLDİR

 

İşi gücü bırakıp gece yarısı bildirisi yayımlamak, sonra da metin değiştirilmiş, haberim yoktu, nasıl olduğunu bilmiyordum, diyerek kıvırmak mertlik değildir. Mertlik, demokrasiye sahip çıkmaktır. Mertlik, milli iradeye sadakat göstermektir. Mertlik, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmaktır. Mertlik, Yargıtay eski Başkanı’nda olmayan, zillet ittifakında görülmeyen haslet ve davranış kalıbıdır.

 

ANAYASA MAHKEMELERİ HER YERDE ÇIBANBAŞI VE SORUN KAYNAĞIDIR

 

Yunanistan’ın tahammül sınırlarını zorlayan tacizleri sürerken, KKTC Anayasa Mahkemesi’nin Kuran Kurslarının laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle kapatması Rumların değirmenine su taşıyan kepazeliktir. Bu mahkemeye nüfuz eden bağnazlığın ne laiklikle, ne de din ve inanç hürriyetiyle alakası vardır. Kuran-ı Kerim’in öğretilmesinin neresi laikliğe aykırıdır? Allah kelamına yönelik bu saygısızlığın, bu nefretin neresinde laiklik vardır? Anayasa Mahkemeleri her yerde çıbanbaşı, her yerde sorun kaynağıdır. KKTC Anayasa Mahkemesi’nin bu ilkel kararından dönmesi inancımıza ve insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Mübarek Ramazan ayında, söz konusu mahkeme kararını kınıyor, asıl laikliğe aykırılığın bu mahkemenin varlığında ortaya çıktığını buradan ifade ediyorum.

 

AFRİKA KÖKENLİ KAYRA SAYİT'İN ZAFERİNDEN SONRA BOZKURT İŞARETİYLE SELAM VERMESİ

 

Sözlerime son vermeden önce, milletimizi sevindiren bazı başarılardan da kısaca bahsetmek istiyorum. İtalya’da gerçekleşen Paralimbik Yüzme Dünya Serilerinde Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonu olan Sümeyye Boyacı kızımızı, Portekiz’de yapılan Avrupa Judo Şampiyonası’nda 78 kiloda Avrupa Şampiyonu olan Kayra Sayit kızımızı yürekten tebrik ediyorum. Afrika kökenli Kayra Sayit’in zaferinden sonra Bozkurt işaretiyle selam vermesini de ayrıca anlamlı ve değerli buluyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi bir kez daha hürmet ve muhabbetle selamlıyor, başarılı, sağlıklı ve esenlik içinde bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

 

Resim

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli, alayınız işin içindesiniz, destursuz bağa giren, sopayla kovalanır, Yunanistan, Akdeniz, namertlik yapanlar, kıvıranlar, MHP
Yorumlar
Haber Yazılımı