Erdoğan Hangi Milletin Başbakanı?
Haber Detayı
10 Mart 2013 - Pazar 11:52 Bu haber 1484 kez okundu
 
Erdoğan Hangi Milletin Başbakanı?
DİĞER Haberi
Erdoğan Hangi Milletin Başbakanı?

Başbakan Erdoğan'ın Türk Milliyetçiliğini ayaklarının altına aldığını söylemesine, MHP Yöneticilerinin tepkileri sertleşen bir üslupla devam ediyor. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Erdoğan'a seslenerek ''Senin ecdadın kim?'' sorusunu sorarken, MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt Erdoğan'a ''Hangi milletin Başbakanısın?'' sorusunu sorarak eleştirdi. MHP GENEL SEKRETERİ İSMET BÜYÜKATAMAN'IN AÇIKLAMASI Başbakan Erdoğan'ın milliyetçilerin topluma korku pompaladığı iddia ve ithamlarına tarihten örnekler vererek cevap vereceğiz. Başbakan Erdoğan Türk Metal Sendikası 18. Kadın Kurultayı'nda " Birileri çıkıyor ben milliyetçiyim diyerek sabah akşam topluma korku pompalıyor. Birileri çıkıyor ben ulusalcıyım diyerek topluma kaygı pompalıyor. Bu nasıl milliyetçiliktir. Bu nasıl ulusalcılıktır. Sizin ecdat kadar cesaretiz yok. Bizim ecdadımız korkmadı, biz de korkmayacağız. " şeklinde sarf ettiği cümlelerle yaşadığı ruhsal ve bedensel rahatsızlıkların fiziki tezahürlerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Anketlerden çıkan olumsuz sonuçlar, yükselen milliyetçi tepki, bölücü başının sonu gelmez talepleri ve rüyalarını süsleyen başkanlık seraplarının Başbakan'ı içinden çıkılmaz bir labirente soktuğu ve vücut kimyasını bozduğu ayan beyan ortadır. Başbakan çaresiz, şaşırmış ve afallamış durumdadır. Aynı cümle içerisinde bir yandan milliyetçiliği yererken, diğer yandan ecdadım dediği toplulukla övünmesi bunun açık ispatıdır. Erdoğan'ın Ecdadı Kim? Bu çelişkili sözlerinin ardından Başbakan Erdoğan'a " Sizin ecdadınız kim, hangi ecdadın torunlarısınız? " ve " Bölücübaşı Öcalan İmralı'da AKP iktidarına ne pompalıyor? " sorularını sormak bizler için zaruri bir hal almıştır. Çünkü bizler, yani Türkler; kendisinden toprak isteyen Çin kağanına " Atımı istediniz; verdim. Silahımı istediniz; verdim. Çünkü onlar bana aitti. Toprak ise milletimindir; veremem. Şimdi savaşa hazır olun ve bizden korkun! " diyen Mete Han ve yanındaki 40 çeriyle Çin sarayını basan Kür Şad'ın torunlarıyız. Malazgirt'te Bizans'a diz çöktüren Sultan Alparslan'ın, Niğbolu'da Haçlılara aman vermeyen Yıldırım Beyazıd'ın, Doğu Roma İmparatorluğu'na İstanbul'u dar eden Sultan Fatih'in nesliyiz. Biz, İslam Peygamberi'nin kılavuzluğunda Sina Çölü'nü aşan Sultan Selim'in izinden gider, Avrupa'yı korku tüneline çeviren Sultan Süleyman'ın ışığında yürürüz. Bizler, kendisine Filistin'den bir parça toprak vermesi karşılığında Osmanlı Devleti'nin tüm borçlarını ödemeyi taahhüt eden Siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'e " Bu konuda sakın bir adım daha atmayın. Ülkemin bir çakıl tasını bile satamam. Çünkü o benim değil, milletimindir. Bu devlet onu kanı pahasına aldı, kanı pahasına yaşattı. Birilerinin gasp etmesine izin vermeksizin kanımız pahasına da koruruz. " sözleriyle haddini bildiren Abdülhamid gibi Mete Han'ın tavır ve üslubuna sahibiz. Bağımsızlığımız Tehlikeye Girerse Milli Mücadele Başlatırız.  Sarıkamış'ta direnen, Çanakkale'de ölmeyen, Sakarya'da başkaldıran bir ceddin mirasçılarıyız. Bağımsızlığımız, kardeşliğimiz ve bütünlüğümüz tehlike altına girdiğinde, tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'in yaptığı gibi gerekirse topyekün bir halde yedi cihana kafa tutarız. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den sünnetlenir, Hoca Ahmet Yesevi'denfeyizlenir, Mevlana'dan esinleniriz. Türk milletinin yaklaşık 5000 yıldır değişmeyen devlet geleneğinde ne korkuya ne endişeye ne gaflete ne teslimiyete ne de ihanete yer vardır. Türklük pınarının membası niteliğinde olan bu sultanlar, kağanlar, kahramanlar ve yüce şahsiyetler dünya tarih sayfalarına isimlerini altın suyuyla yazdırmışlardır. Türk milleti işte bu altın ceddin neslidir. Bu yüzden Başbakan Erdoğan boşuna uğraşmasın, kendini yormasın; " Ver Başkanlığı al özerkliği " şiarıyla hareket edenler bu ecdadı anlayamazlar, isteseler de bu şanlı ecdadın torunu olamazlar. O halde Sayın Başbakan'a sormak lazımdır: Sizin ecdadınız kim, siz hangi ecdadın torunusuz? Teslimiyet, gaflet, ihanet, korku, hırs ve ihtiras hangi ecdadın size aktarılmış hasletleridir? Türk milleti bu soruların cevabını ivedilikle beklemektedir. Öte yandan Başbakan, bazı kesimlerin milliyetçilik yaparak Türk milletine korku pompaladığı endişesine kapılmıştır. Başbakan müsterih olmalıdır; çünkü milliyetçilik bu milletin nabzı ve kalp atışıdır; Türk milletine korku değil, coşku ve heyecan verir. Türk milliyetçiliğinden rahatsızlık ve korku duyanlar ise Başbakan'ın etrafında kümelenmiş durumdadırlar ve onun Türk milli kimliğine karşı yürüttüğü amansız mücadeleyi büyük bir iştahla izlemektedir. Başbakan'ın Türklüğe Karşı Yaptığı Her Hamle, PKK'yı Sevindiriyor  Başbakan Erdoğan'ın Türk'e ve Türklüğe karşı yaptığı her hamlede Kandil dağındaki bölücülük inlerinden sevinç çığlıkları, TBMM'deki AKP ve BDP sıralarından alkış sesleri ve İmralı adasından da bölücü başının erken zafer nidaları yükselmektedir. Başbakan Erdoğan bu ihanet merkezlerinden aldığı teşviklerin etkisiyle kendisini kaybetmiş ve çizmeyi aşmıştır. Bebek katilinin, İmralı adasında AKP iktidarına ne pompaladığı da iyice ayyuka çıkmıştır. Artık, Türk Milleti'nin karnı Başbakan'ın vaatlerine tok, bünyesi yalanlarına bağışık, kapısı oy dilenciliğine kapalı ve şuuru eğriyi, doğruyu net ve berrak görecek; hakikati, batılı birbirinden ayıracak kadar açıktır. Başbakan'ın ayaklarının altına aldığını zannettiği, sindirmeye yeltendiği; ancak daha ağzına bile koymadan sindirim sistemini alt üst eden Türk milliyetçiliğinin, tepesine binerek boyunun ölçüsünü aldıracağı gün çok da uzak değildir.   MHP ORDU İL BAŞKANI CEMAL ENGİNYURT'UN ELEŞTİRİLERİ Tayip Erdoğan Mardin'de çıkıp, 'bana Türklükle gelmeyin' diyor hiç kimseden ses çıkmıyor. Başbakan, sana Türklükle gelmeyeceksek sen nerenin, hangi milletin başbakanısın? Biz Türk'üz. Bu ülke de 65 milyon Türk. Türklüğümüzü söylemekten niye bize hakaret ediyorsun? Niye bizi suçluyorsun? Çünkü biz ses çıkarmadıkça, tepki göstermedikçe bunlar bizi ciddiye almamaya devam ediyorlar. Şimdi'de Ordu'yu büyük şehir yaparak kendilerine rant sağlayacak bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ama buradan şunu ilan ediyorum ki, AKP'nin hevesi kursağında kalacak. Ordu büyük şehir belediyesini MHP kazanacak. AKP bu büyük şehiri MHP'ye hediye edecek. Ama bu sizinle olacak AKP'ye ve Tayip Erdoğan'a bir ders vermek zorundayız. AKP Abdullah Öcalan denilen bir katille her gün görüşüyor. Ondan akıl alıyor. Apo denen katil, şerefsiz, Türkiye Cumhuriyetini tehdit ediyor. Başbakan'ı tehdit ediyor. Başbakan ona bir şey demiyor. Ama aynı başbakan her gün çıkıp Türk milletine hakaret ediyor. Apo denen şerefsiz, 'eğer barışı sağladınız, sağladınız olmazsa elli bin askerimle Türkiye'yi kan gölüne çevireceğim, bedelini ağır ödeyeceksiniz, yerel af istemiyorum, ben serbest kalıp özgür olacağım, ben milletvekili olacağım, başbakan olacağım' diyor. Tayip Erdoğan ona ses etmiyor, aynı başbakan MHP'ye Türk milliyetçiliğine, CHP'ye her gün hakaret ediyor. Her gün küfrediyor. Bu Tayip Erdoğan artık dikdatör oldu. Bizi ciddiye almıyor. Onun içinde gelin bu Tayip Erdoğan'a bir ders verelim. Ordu'da Neler Oluyor? Ordu'nun Büyükşehir sevdası, kapanan beldeler ve kapanacak olan beldeler ile 2/B konularına değineceğim. Hepinizin malumu olduğu üzere Ordu, büyük şehir yapıldı. Ordu, büyük şehir yapılırken aynı zamanda da Aslancami beldesi ve bu belde gibi 53 tane beldemiz kapatılarak. Ordu bir köye dönüştü. Artık büyük bir köy olduk. Hayırlı uğurlu olsun. Büyük şehir yapılmasını arzularken biz hükümete hep şunu söyledik; Aslancami, Eskiköy, Kösebucağı, İslamdağ, Tepealan, Hapan, Aydoğan, Karahasan, Salman, Seferli… Buralarda da insanlar yaşıyor dedik. Buralarda da insanlar ceplerinden masraflar ederek, vergi ödeyerek belediye binaları yaptılar. Araçlar satın aldılar. Ve kendi belediyelerinde insanca yaşamak istiyorlar dedik. Eğer bu beldeleri kapatırsanız bu insanların elinden insanca yaşama hakkını alırsınız dedik. Bu beldeler köye dönüşürse bu beldelerde göç başlar dedik. Ordu'yu 750 bin yapmak için Ordu'ya İstanbul'dan, Ankara'dan, Samsun'dan nüfus taşıyacaksınız, ama eğer büyük şehir yapıp da bu beldeleri kapatırsanız burada ki insanların bir müddet sonra göçmek zorunda kalacağını ifade ettik. AKP alalaceleyle birilerine koltuk açma düşüncesinden hareketle Ordu belediyesini büyük şehir olarak kazanırız düşüncesiyle burayı 770 bin nüfusa ulaştırdı. 20 günde nüfusumuz, 31 bin arttı. Yani başbakan her ailede üç çocuk istiyordu. Ama Ordulular iki ayda beş çocuk yaptı. Ordu'nun nüfusu dünya nüfusçularının öngörüsünü aşar bir şekilde Guinness rekorlar kitabına girdi. Ben daha önce bu beldemize geldiğimde beldenizin kapatılacağını, köye dönüşeceğini ve burada ki insanların göçmek zorunda kalacağını dile getirdim. Nitekim şu anda Ordu, büyük şehir olmasıyla birlikte 53 belde kapatıldı. Ayrıca hükümet hiçbir görüşümüzü dikkate almadı. Aslancami'de kar yağdığında yolu kim açacak? Sel olduğunda köylüye kim yardım edecek? Hiç olmazsa buralara bir çözüm üretin dedik. Üç beş belediyeyi birleştirerek ilçe yapın, bazı belediyelerin devamını sağlayın dedik. Ama bunlar, nasıl olsa bu millet bize oy veriyor diye maalesef 'ben yaptım oldu' diyor.
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör: Hakan Yakın
Etiketler: Erdoğan, Hangi, Milletin, Başbakanı?,
Yorumlar
Haber Yazılımı