Türk Milleti ile ilgili hep sıkıntılı olayları anlatıp duruyorum. Ancak güzel şeylerde oluyor. Sizlerle onları da paylaşmak gerekir diye düşünüyorum. Medya denilen kuvvet, küresel güçler ile onların yandaşlarının elinde olduğu için malumunuz bir karartma var. Bizleri ilgilendiren hayati olaylara ilişkin gerçek bilgileri alamadığımız gibi moral bulacağımız güzelliklere de bu medyada rastlayamıyoruz…
Geçtiğimiz günlerde 23 Nisan etkinlikleri kapsamında İsveç Türk Kadınlar Federasyonu ve Malmö Balgöç’ün davetlisi olarak İsveç’e gittim. Oradan Danimarka’nın başkenti Kopenhag’a geçtim. Malmö ve Kopenhag’ta iki konferans verdim. Yüzlerce Türk ve Türkiye sevdalısı ile beraber oldum demeyeceğim adeta bu insanlarla kucaklaştık diyeceğim…
İyi ki de gitmişim. Daha önce değişik vesilelerle gittiğim İsveç ve Danimarka’da böyle canlı ve örgütlü bir Türk toplumu olacağını düşünmezdim. Demek ki, gidip görmek lazımmış.
Malmö’de üç tane Türk sivil toplum kuruluşu var; Balgöç, Türk Anadolu Derneği ve Atatürk Derneği. Bu üç kuruluşu da ziyaret ederek, başkan ve yöneticileri ile sohbet ettim. Ayrıca İsveç Türk Kadınlar Federasyonu’na da ayrı bir dikkat çekmem gerekiyor. Duyarlılıkları ve ilgileri karşısında, gerçekten duygulandım. Atatürk Derneği’nde, Büyük Önder’in “Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişinin önünde çektirdiğimiz fotoğraf benim için büyük bir hatıra olacak… Türkiye’de bile böyle dernekler bulmak pek mümkün değil !
Düşünün bir kere; binlerce kilometre ötede Atatürk’e, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yüksek bir maneviyatla, bağlı olarak yaşıyorlar, çocuklarını bu düşüncelerle yetiştiriyorlar ve 23 Nisan’ı ülkemdeki bir kısım insanın aksine büyük bir coşkuyla kutluyorlar. Bu insanlardan haberdar olmak, onları bilmek, tanımak ve tanıtmak zorundayız. Bu bizim için kaçınılmayacak bir görev…
Bu insanların bazıları Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı da değiller. Doğu Türkistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Musul-Kerkük, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi Türk coğrafyasının değişik köşelerinden, İsveç ve Danimarka’ya gelerek yerleşmişler…
1989 zorunlu göç sırasında İsveç’e iltica eden ve Türkiye’yi o güne kadar görmeyen İsveç vatandaşı Bulgaristan Türklerinin “bizi ana ve babamız Atatürk sevgisi ile büyüttü, bizde o sevgiyle çocuklarımızı büyütüyoruz” sözleri, hepimiz için ibret alınması gereken sözler oldu.
Annesi Türk, babası Arnavut olup, Makedonya’nın Kalkendelen’inden ancak İsveç doğumlu Atiye kızımızın, güzel Türkçesiyle tadı ağzımızda kalan tulumba tatlısını ikramı ve samimiyeti, bizi ağlatacak cinstendi. Hele bir Tebrizli kardeşimin “unuttun bizi, unuttun Güney Azerbaycan’ı, unuttun Tebrizli kardeşlerini…” deyişi beni can evimden yani kalbimden vurdu.
İşte böyle! Dünyanın dört bir tarafından gelen Türkler, başka bir yerde pek göremeyeceğiniz şekilde, 23 Nisan’ı büyük bir coşkuyla hem de İsveç’in Malmö ve Stockholm kentlerinde kutladılar. Bende onlara hitabımda söylediğim gibi “hayatımın en mutlu 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı” onların arasında yaşadım.
Bir de özellikle belirmeliyim ki; gözü ve kulağı Türkiye’de olan bu kardeşlerimizin aklı fikri 20 Nisan’da MHP tarafından İzmir’de düzenlenen “Bayrak Mitingi” nde idi. Mitingin kalabalığı ve coşkusu, her görüşten Türk insanını gurbet ellerde çok mutlu etti. Onlarda hangi siyasi görüşe ve partiye mensup olurlarsa olsunlar, Devlet Bahçeli ve MHP’nin duruşundan fazlasıyla memnunlar. MHP ve Bahçeli’yi kendilerini ifaden eden kuvvet olarak görmeye başlamışlar…
Ne dedim yazının başında; dünyanın neresinde Türk Milletinin bir evladı varsa, kalbi bizle ve bizim için atan bu insandan haberdar olmak, o ve onun gibilerle bu mutlu günlerde beraber olmaya çabalamak zorundayız. İşte İsveç ve Danimarka’da böyle binlerce kardeşimiz var. Hepsine selam olsun, Türk Milletinin Milli Egemenliği kutlu olsun, yarınlar ve bütün bayramlar dünyanın gül yüzlü çocuklarının olsun… |