|
||
MHP'li Bülbül'den Muhalefet Milletvekiline Net Tavır | ||
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Erdoğan, Soylu ve üniformalı devlet görevlilerini hedef alan Milletvekiline sert tepki gösterdi. | ||
MHP Haberi | ||
|
||
|
||
MHP ile HDP arasında büyük tartışma ve sataşmalara sahne olan HDP'nin 'kadına şiddet' konusunda verdiği önerge görüşülürken, Güneydoğu bölgelerindeki Kürt kadınlarına güvenlik güçleri tarafından sistematik olarak tecavüz edildiğini iddia eden HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç'a tepki gösteren MHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Türkiye'de Kürt kökenli kadınların hukukunu gözetmenin PKK'ya veya HDP'ye kalmadığını belirterek, Türkiye'de Kürt kökenli vatandaşlara bir saldırı ve düşmanlık varsa bunun ağababasının PKK terör örgütü olduğunu söyledi.
HDP MİLLETVEKİLİNDEN AĞIR SUÇLAMA
Türkiye'de sistematik olarak Kürt kadınlarına işkence ve tecavüz edildiğini iddia ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve üniformalı devlet görevlilerini suçlamaya çalışan HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ''Korucubaşlarını bu şekilde yetiştiriyorlar, sahaya sürüyorlar ve bu, özel bir politikanın ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Kürt halkının yoğun yaşadığı bölgelerde, kadınlara ve gençlere yönelik uyuşturucuya bulaştırma, kadınları düşürme, şantajla ve tehditle tecavüz etme, direnirse de öldürme. Kürt kadınlarına dönük olarak özel harp politikası uygulanıyor. Üniformalılar eliyle suç işleniyor. Türkiye devletinin Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan şahıs kadınlar için 'sürtük' sözünü kullanabiliyor, hakaret edebiliyor. Ne Erdoğan gibilerine ne de korucubaşı üniformalı bu şekilde kadınlara tecavüzü bir işkence sistemi olarak kullananlara karşı bu ülkede pabuç bırakmayacağız.'' dedi.
MHP'Lİ MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL'DEN HDP MİLLETVEKİLİNE TEPKİ
Bu grup önerisi ve içeriğinde bulunan, özellikle gerekçe kısmında ifade edilen hususlar son derece vahimdir. Ortaya konulan, demin gerekçeyi ifade etmek üzere yapılan konuşmada da zikredilen hususların Türk milletine, Türk devletine, ordumuza ve güvenlik güçlerimize karşı yürütülen sistematik düşmanlık faaliyetinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gereken bir öneri olduğunu söylememiz gerekiyor. Şimdi, Türkiye'de eğer Kürt kökenli kardeşlerimizin, kızlarımızın, bacılarımızın, kadınlarımızın hukuku gözetilecekse herhâlde bunu gözetmek PKK'ya veya HDP'ye kalmış bir durum değildir; bunu net bir şekilde ifade etmek gerekiyor.
KÜRTLERE BİR SALDIRI VARSA BUNUN AĞABABASI PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR
Çünkü riyakârlığın dibine vurmuş olan PKK terör örgütü ve uzantıları, terör örgütüne üye kazandırmak adına insanları çoluk çocuk demeden dağa çıkartırken ve orada -bunlar kayıtlara geçmiş ifadelerde, yargılamalarda, kendilerinin itirafları içerisinde yer almış hususlardır- dağda terör örgütü üyelerinin, mensuplarının kadınlara, kızlara, küçük çocuklara nasıl cinsel taciz ve saldırılarda bulunduğu gerçeği ortadayken yani Kürt kızlarına, Kürt çocuklarına bu şekilde cinsel saldırılarda bulunulurken bunlara dair sesini çıkartamayanlar bugün "Sistematik bir politika var." deyip de Türk devletine ve güvenlik güçlerimize iftira atmakla meşguller. Bunu biz yer miyiz? Bunu biz yemeyiz! Geçin onları kardeşim; geçin onları, geçin onları! Türkiye'de Kürt kökenli kardeşlerimize bir saldırı varsa, bir düşmanlık varsa bunun ağababası PKK terör örgütüdür.
BU AŞAĞILIK İFTİRAYI ŞİDDETLE REDDEDİYORUM. HADDİNİZİ BİLİN
Ona karşı, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları içerisinde hiçbir ayrım gözetmeksizin tamamının şerefini, namusunu korumak da Türk devletinin görevidir. Bu görev yapılırken bazı kamu görevlilerinin birtakım suçlar işlemesi hâlinde hukuk bunun gereğini yapacaktır. Ama buna bir politika, bunun bir devlet politikası, bunun bir devlet siyaseti... Neymiş o siyaset? Kürt kızlarına, Kürt kadınlarına saldırmak, tecavüzde bulunmak. Bu, aşağılık bir iftiradır! Bunu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Herkes kendi haddini bilsin! Bu kürsüden konuşulan şeylerin ne manaya geleceğini ve nereye gideceğini hesap etsin. Sizler düşmanlık tohumları serpiyorsunuz. Ne demek Kürt kızlarına, ne demek Kürt kadınlarına güvenlik güçlerinin özellikle politika dâhilinde saldırdığını ifade etmek! Bu aşağılık iftirayı şiddetle reddediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL, SATAŞMALAR ÜZERİNE TEKRAR SÖZ ALDI
Efendim, burada bizim bu grup önerisinde söz almamızın nedeni Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan birine, bir kadına yapılan bir cinsel saldırının, hukuka aykırı cezai müeyyideyi gerektirecek bir fiili savunmak veya onun üzerini örtmek değil, asla ve asla böyle bir gayretimiz olmaz. Demin ifade ettim, mikrofon kapalıydı, dedim ki: Kadına bu şekilde saldırıda, cinsel tacizde, tecavüzde bulunanların Allah belasını versin. Bunun mevkisi, makamı, memuriyeti ne olursa olsun Allah belasını versin. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunları, mevzuatı gereğince en ağır şekilde cezalandırılsın. Biz burada değiliz ki. Benim burada çıkmamın sebebini izah edeyim: Bunun bir devlet politikası olarak güvenlik güçlerine bu politika çerçevesinde bunların uygulattırılıyor olduğu iddiasıdır, sistematik bir politika olduğu iddiasıdır.
DEVLET YAPIYOR DENİLDİĞİNDE BAMBAŞKA MANZARA ÇIKAR
Geçmişte de buna dair bazı grup önerileri verilmişti HDP tarafından. Bizim itirazımız budur. Ellerinde bunun bir politika olduğuna, sistematik bir çalışma olduğuna, böyle bir faaliyet olduğuna dair bir delil olmadığı için buna ben bu şekilde yanıt verdim yoksa mahkeme, yargılamalar, o suçu işleyen suçu işledi mi, isnat edilen suçu işledi mi, ceza aldı mı; bunlara dair en ufak bir şeyimiz yok. Cezayı dibine kadar, sonuna kadar ceza alsın ama "Bunu devlet yapıyor." dediğimiz zaman ortaya bambaşka manzaralar çıkar, bambaşka meseleler çıkar ve bu çok ağır bir yüktür, bunu kimse taşıyamaz.
KIRK YILDAN BERİ KANAYAN YARAYA GÖZLERİNİ KAPATTILAR
Şimdi, meşruiyet, demokrasiler açısından en önemli meseledir. Biz hukuka, demokrasiye sonuna kadar inanmış ve bu doğrultuda siyasetini elli yıldan fazla süredir Türkiye'de devam ettiren ve özellikle demokrasi karşıtlarının, bütün darbe uzantısı yapıların üzerinden silindirle geçmeye çalıştığı ve bu konuda bedeller ödeyen bir hareketiz. O noktada, artı, birilerine ispat gayreti içerisinde olmamız abesle iştigal olur. Şimdi, burada ifade edilmesi gereken hususlar belli, bu samimiyet problemi Türkiye'de çözülmediği sürece bizim mesafe almamız mümkün değil yani kadından, çocuktan, demokrasiden, insan haklarından bahsedip bunları anlatırken Türkiye'de kırk yıldan beri kanayan bir yarayı âdeta gözlerini kapatmış, kulaklarını, ağızlarını kapatmış, dilleri lal olmuş şekilde, hiçbir şekilde anmadan, bahsetmeden Türkiye'de yaşananları yorumlamaya çalışmak, buna dair siyaset üretme gayreti içerisinde olmak samimiyetle -en hafif tabirle- en ufak bir noktada bağdaşmaz.
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK YÜZÜNDEN TÜRKİYE YILLARINI KAYBETTİ
Şimdi, burada bir şey var ya, arkadaş, bu millet Kürdü, Türkü, hepsi, hepimiz, 85 milyon bu ülke "PKK" denilen lanet bir terör örgütünden yıllarını kaybetmiş, onunla mücadele için kan bedeli, can bedeli, ekonomik bedel -ne derseniz deyin- bunun hepsini vermiş. Şimdi, dünyanın en büyük narko terör örgütüdür bu örgüt, Almanya'da Kürt çocuklarının sokaklarda uyuşturucu sattığını Der Spiegel gazetesi raporlarında ortaya koymuştur. Doğu ve Güneydoğu'da esrar tarlalarını oluşturup... Geliyorum önergeyle alakasına, geliyorum önergeyle alakasına, istemezsiniz. Şimdi, böyle bir örgüttür fakat bununla alakalı olarak bakın gülerler, tebessüm ederler PKK'dan bahsederken. Bizim canımız yanar arkadaş, biz bunun için bedel ödedik, Türk milleti bunun için bedel ödedi. Benim üzüntümle üzülmeyen, benim sevincimle sevinmeyeni benim milletimin mensubu olaraktan ben bunu görmem. Burada etnik köken, din, mezhep diye bir şey yoktur. Bir millet olmak demek tasada, kıvançta beraber olmak demektir. Benim acım olduğu zaman, benim üzüntüm olduğu zaman sevinen, benim sevincim olduğu zaman da üzülen benden değildir; bunu net bir şekilde ifade ediyorum.
İMRALI TUTANAKLARINDAN NOTLAR
Sizler Kandil'de... Bakın, notlar, İmralı notları. "HDP yönetimi milletvekillerini kim belirliyor?" diyor Apo. "Kim belirledi bunları? diyor. İdris Baluken cevap veriyor, diyor ki: "Seçim komisyonu çalışmalarıyla belirlendi." Öcalan diyor ki: "Kimdir bu seçim komisyonundakiler?" "Bunlar Kandil tarafından mı belirlendi yoksa siz mi belirlediniz?" diyor. Sırrı Süreyya Önder diyor ki: "Kandil belirledi." Öcalan da diyor ki: "Tamamıyla onlar mı belirledi, Parti Meclisinde belirlenmedi mi?" Pervin Buldan diyor ki: "Hayır, hayır Parti Meclisinde veya MYK'de belirlenmedi." Dağa küçük yaşta çocukları kaçıranlar, o kadınlara bağlarda tecavüz edenler, onların ağababaları bu partinin milletvekilini listesini yapan terör örgütüdür.
|
||
|
||
Etiketler: MHP Grup Başkan vekili, Muhammed Levent Bülbül, Erdoğan, Soylu ve üniformalı, devlet görevlileri, suçlayan, Milletvekili, sert tepki, Türkiye, kadın, MHP |
|
||
|