MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, TBMM Genel Kurulu'nda Sosyal Medya Yasası kanun teklifi üzerine MHP Grubu adına yaptığı konuşmada, sosyal medyada oluşan tahribatın netleştiği bir ortamda yasa çıkarmanın tam zamanı olduğunu belirterek, yasa çıkarılmasındaki amacın sansür ve fikir hürriyetini engelleme olmadığını ve esas meselenin hastalıklı yapının sosyal medyadan tasfiyesi olduğunu söyledi.

SOSYAL MEDYADA OLUŞAN TAHRİBAT NETLEŞMİŞKEN YASA ÇIKARMANIN TAM ZAMANIDIR

Sosyal Medya Yasası kanun teklifinin şu an zamanı olmadığı dile getirilerek, daha önemli konuların gündeme getirilmesi gerektiği konusunda eleştiriler yapılıyor. Sosyal medyada oluşan tahribat ve oluşan bataklık 83 milyon yurttaşlarımızı neredeyse mağdur ederken kesinlikle sosyal medya yasasının tam zamanıydı. Sosyal medya platformları, milyonlarca kullanıcıyla birlikte tüm dünyada çok ciddi bir etki gücüne ulaştı. Bu bataklığın içerisinde milyonlarca gencimiz, her gün suçun ve suçlunun övüldüğü, ahlaksızlığın kutsandığı, hiçbir şeyin hesabının sorulmadığı bir bataklıkta maalesef günlük on on iki saat ve belki daha fazla mesailerini harcar durumdalar.

KANUN TEKLİFİNDE SANSÜR AMAÇLANMADI

Bilgiye erişimin temel kaynağı olması nedeniyle faydasının yanında, sosyal medyanın bu tip zararları bütün faydalarını gölgeler bir hâle geldi. Tartışmalarımızın tüm referans noktası ve sıkıştığı alan fikir hürriyeti ve ifade özgürlüğü kavramları üzerinden yapılmaya başlandı. Bu kanun teklifinin hiçbir satırında sansürü amaçlayan, fikir hürriyetine darbe vurmayı amaçlayan, ifade özgürlüğünü kısıtlayan hiçbir niyet olmamasına rağmen muhalefetteki arkadaşlarımız bütün sorunu ifade hürriyeti kavramına sıkıştırarak bu çerçevede bir tartışma alanı oluşturmaya başladılar.

MESELEMİZ FİKİR HÜRRİYETİNE MUSALLAT OLMAK DEĞİLDİR

Anayasal bir devlet olmamız nedeniyle Anayasa'da anlamını bulmuş temel hak ve hürriyetlerin her biriyle bağlı olduğumuz bu temel hak ve hürriyetleri korumakla yükümlü olduğumuz gibi Anayasa metninde bizlere yüklenen ödev ve görevleri de harfiyen yerine getirmek zorundayız. Anayasaya göre, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alınır. Yani meselemiz ve amacımız, fikir hürriyetine musallat olmak değil. Temel amaç, sosyal medyanın regüle edilmesi yani bir taraftan düzenlenirken bir taraftan denetlenmesi ve gençlerimizin de bu ahlaki bir bataklık hâline gelmiş burayı daha faydalı ve daha korunaklı bir şekilde kullanmasının temin edilmesidir.

HASTALIKLI YAPININ SOSYAL MEDYADAN TASFİYESİNİ AMAÇLIYORUZ

Şimdi, tabii, burada bu kanun teklifini tartışan hemen herkes siyasetçi olduğu için, bütün tartışmalar geliyor ve sahte hesaplarla uğranılan itibar suikastları ve iftiralara sıkışıp kalıyor. Bu, bir gerçek, hepimiz bunun mağduruyuz. Dolayısıyla bu düzenlemelerle, en azından bu hastalıklı yapının evet, sosyal medyadan tasfiyesini amaçlıyoruz.

FAİLİNİ BULAMADIĞINIZ BİR EYLEMİN CEZALANDIRMASINI NASIL YAPACAKSINIZ?

Muhalefet milletvekilleri tarafınan, zaten sosyal medyada tehlike ve suç teşkil eden bütün eylemlerin Türk Ceza Kanunu'nda bir karşılığı olduğunu, dolayısıyla ek bir düzenlemeye gerek duyulmadığına ilişkin görüşler ifade edildi. Şimdi, evet, Türk Ceza Kanunu'na göre bu eylemlerin tamamı suç, bununla ilgili bir sorun yok fakat Türk Ceza Kanunu'na göre adam öldürmek de suç. Eğer ki failini bulursanız Türk Ceza Kanunu'nda yazan maddenin bir anlamı olur, failini bulamadığınız bir eylemin cezalandırmasını yapamadığınız sürece bir anlamı yok.

TBMM TARİHİ BİR SORUMLULUĞU YERİNE GETİRİYOR

Şimdi sosyal medyanın da tüm topluma kanserli hücreler yaymasını bekleyemeyiz. Bu tehlike gümbür gümbür geliyorken bu Parlamento tarihî sorumluluğunu yerine getirmeli ve erken bir tedbir olarak bu yasal düzenlemeyi hayata geçirmelidir. Toplumun kanayan bir yarasıdır ve günden güne daha büyük bir travma hâline gelen bu konuda ortaya konulmuş, belki yeterli olmayan ve zaman içinde geliştirilecek bu kanun teklifini MHP adına destekliyor ve milletimiz için de hayırlı bir gelişme olarak kabul ediyoruz.