MHP'li Karakaya'dan Bengü Devlet Olmanın Önemi
Haber Detayı
16 Nisan 2022 - Cumartesi 01:31 Bu haber 5690 kez okundu
 
MHP'li Karakaya'dan Bengü Devlet Olmanın Önemi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Türk devlet geleneğinde Bengü Devlet olmanın vizyonu, misyonu ve hedef kitlesi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP Haberi
MHP'li Karakaya'dan Bengü Devlet Olmanın Önemi

190 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile Sırbistan Cumhuriyeti Arasında Güvenlik İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi üzerine MHP Grubu adına TBMM Genel Kurulu'nda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, küresel güçlerin yeni dünya düzenini tek elden yönetmek için ulus devletlerin etkilerini azaltılmaya çalıştığı süreçten Ulus devlet olmanın yeniden önemli olmaya başladığı bir sürece gelindiğine dikkat çekerek, Türk devlet geleneğinde Bengü Devlet olmanın vizyonu, misyonu ve hedef kitlesi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

BU SÖZLEŞME DEVLET MİLLET BEKAMIZIN GARANTİ ALTINA ALINMASINA KATKI SUNAR

 

Uluslararası sözleşme, devletler arasındaki hukuki bir ilişki tesis etmek, var olan bir ilişkiyi değiştirmek veya ortadan kaldırmak maksadıyla, karşılıklı irade beyanlarının uyuşmasıyla yapılan hukuki bir işlemdir. Sözleşmeler esas itibarıyla uluslararası hukukun asli kaynaklarındandır. MHP olarak güvenlik, organizasyon, ticaret ve ekonomik iş birliği konularını içeren bahse konu sözleşmeleri uluslararası ilişkilerimizin geliştirilmesine, tarihî misyonumuzun pekiştirilmesine ve devlet-millet bekamızın garanti altına alınmasına sunacağı katkıları nedeniyle uygun ve yerinde bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.

 

TÜRK KÜLTÜR VE DEVLET GELENEĞİYLE ALAKALI BİR DEĞERLENDİRME YAPMAK FAYDALIDIR

 

Uluslararası anlaşmalar, sözleşmeler, mutabakat zabıtları, protokoller esas itibarıyla uluslararası ilişkilerin hukuki temeline kaynaklık ederler. Bu, işin şeklî boyutudur; esas içeriklerindeki ilişkisel boyuttadır. Bu tür sözleşmelerin içerik tahlilinin fayda-maliyet temelinde yapılması gerekir ve doğaldır. Ancak uluslararası siyaset ve ilişkilerde fayda-maliyet temelli analizlerin geniş bakış açılarını gerektirdiği de bir gerçektir. Bu sözleşmelerle tesis edilen ilişkilere devletlerin sahip olduğu vizyonları, tarihî misyonları, ideoloji ve tarihî ilişkilerinin etki etmesi kaçınılmazdır. Bu bağlamdan olmak üzere, Türk kültür ve devlet geleneğiyle alakalı bir değerlendirme yapmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

 

BENGÜ DEVLETİN VİZYONU, HEDEF KİTLESİ VE MİSYONU

 

Bizim anlayışımızda devlet ve milletin bekası önemlidir. Ecdat buna "Devlet-millet ebed müddettir." demiştir. Uluslararası siyaset deyimi olarak da kullanılan "beka" sözcüğü Türk kültürü içerisinde bengü devlet yani sonsuz olan devlet anlamına gelir. Bengü devlet olma, tehditlere karşı korunmanın çok daha ötesinde bir anlamı ifade eder. Bengü devlet olma, sürekli olmanın ötesinde gelecek nesilleri de hesaba katan sürdürülebilir olmayı anlatır. Velhasıl bengü devlet, vizyon ve misyon sahibi olmayı gerektirir. Bengü devletin vizyonu Kızılelmadır, ecdat buna İlayıkelimetullah demiştir. Bengü devletin hedef kitlesi bütün insanlıktır, tüm canlılardır. Bengü devletin misyonu insanlığa huzur ve adalet sağlamaktır, ecdat buna nizamıâlem demiştir. Bu nedenledir ki Türk cihan hâkimiyeti mefkûresinin özünde barış vardır, adalet vardır. Ecdat kurduğu Türk devletleriyle asırlar boyu âleme nizam getirdi, barış getirdi, adalet getirdi. Ne zaman ki Türk devletleri yıkıldı, nizamıâlem ülküsü zayıfladı, insanlık kan ve gözyaşına gark oldu. Osmanlı coğrafyasında yer alan devletlerin bir asrı aşan süredeki hâlleri hepimizin malumu.

 

DÜNYA DÜZENİNİ BİLMEK YETMEZ, İDRAKE DE İHTİYAÇ VAR

 

Bugün içinde yaşadığımız dünya düzeni ortadadır. Bunu bilmek yetmiyor, idrake de ihtiyacımız var. Dünya var olduğundan beri dünya düzenini belirleyen üretim ilişkileri olmuştur. Bugüne kadar yaşadığımız siyasal, düşünsel, yaşamsal formların temelinde üretim ilişkilerinde değişim ve gelişmelerin etkili olduğunu görüyoruz. Krallıkların, imparatorlukların, feodal yapıların ortaya çıkması, avcılık ve toplayıcılıktan tarım toplumuna geçmeyle söz konusu olmuştur. Sömürgeci imparatorlukların yolu, üretim ilişkilerinin değişimi ve yeni coğrafyaların keşfiyle açıldı. İmparatorlukların dağılması, homojen ulus devletlerin kurulması sanayi toplumuna geçişle mümkün oldu. Modernleşme, şehirleşme ve şehirlere akın bu dönemlere denk gelir.

 

KİTLESEL ÜRETİMİ HALLEDEN DÜNYANIN YENİ DÜZENDE TÜKETİCİ BULMA STRATEJİSİ

 

Kitlesel üretimi halleden dünyanın yeni düzende tüketici bulması gerekiyordu. 1980'lere geldik ve sanayi ötesi toplumun ayak sesleri duyuldu. Bu dönem, küresel tüketim toplumu oluşturma dönemiydi çünkü üretilen ürünlerin, kitlesel üretimlerin ve buralarda yığılan ürünlerin pazarlanması, satılması gerekiyor. Bunun için, sınırların ötesini aşmak, geçmek gerekiyordu. Serbest dolaşım, gümrüklerin kaldırılması, tarife dışı engellerin yasaklanması, tarımsal üretimlerin kısıtlanması bu dönemin belirgin uygulamalarından oldu. Reklam, tutundurma, halkla ilişkiler, bireysel finans, kredilendirme uygulamaları bu dönemde hız kazandı. Üretim teknolojilerinin gelişmesi, esnek üretim sistemlerinin devreye girmesiyle "Just-in-Time" üretim modellerinin uygulanmasıyla sıfır stok politikalarıyla üretim modelleri devreye sokuldu. 

 

YENİ DÜNYA DÜZENİNİ TEK ELDEN YÖNETMEK İÇİN ULUS DEVLETLERİN ETKİLERİ AZALTILDI

 

Bugün, sanayi ürünlerinin küresel düzeydeki anormal fiyat artışlarını konuşurken; küresel gelişmelerin, üretim sektörleri üzerindeki, üretim modelleri üzerindeki etkilerini hiç konuşmuyoruz. Sıfır stok üretim modelleriyle aslında dünya hiç beklemediği bir şekilde pandemiye yakalandı ve pandemi sürecinde meydana gelen üretimdeki aksamalar ihtiyaçları karşılayamaz hâle gelince küresel düzeyde bu fiyat artışlarıyla karşı karşıya geldik. Bu gerçekler, üretim ilişkileriyle ortaya çıkan ekonomik, siyasal formların birer sonucu. Küresel vatandaşlık, küresel dünya devleti, dinler arası diyalog, medeniyetler arası ittifak da bu dönemin belirgin projeleri arasındaydı. Küresel yönetişim yani dünyanın tek elden yönetilmesi için ulus devletlerin etkilerinin azaltılması gerekiyordu. Ulus devletlerin sonunun geldiğinin söylenmesi de bu dönemlere rastlar. "Küreselleşme ve yerelleşme birlikte olur." söylemiyle ulus devlet yapılarının çözülmeye çalışılması bu döneme denk gelir. Etnik, inanç, cinsiyet temelli kimlik siyaseti ve terörist faaliyetler bu dönemde körüklenmiştir. PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri bu dönemde bize baş belası edilmiştir. 11 Eylül saldırısıyla süreç kesintiye uğramış, soğuk savaşın bitmesiyle yıkılan duvarlar 11 Eylül saldırısıyla yeniden örülmeye başlanmıştır. 

 

BENGÜ DEVLET OLMAK İNSANLIĞA HUZUR PROJESİ SUNMAKLA MÜMKÜNDÜR

 

Bugün, 90 ülke kendini -ülke sınırında- duvarla korur hâle geldi. Yani eski konvansiyonel güvenlikçi politikalara yeniden dönüldü. Geldiğimiz noktada üretim ilişkileri bambaşka bir hâl aldı. Endüstri 4.0 çağı üretim formlarını yeniden değiştirdi, nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zekâ gibi gelişmeler her şeyin insansızını üretti. Pandemi, bu yeni üretim alanında dijitalleşmeyi dijital yaşama dönüştürmenin ortamını oluşturdu.  Bu yeni değişen ve gelişen dünya şartlarında bengü devlet olmak "Daha adil bir dünya mümkün." tezini ortaya koymakla mümkündür. Bu dünya düzeninde içinde yaşadığımız şartlarda bengü devlet olmak insanlığa huzur projesi sunmayla mümkündür. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Resim

 

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: MHP Genel Başkan Yardımcısı, Mevlüt Karakaya, Türk devlet, geleneğinde, Bengü Devlet, olmanın vizyonu, misyonu, hedef kitlesi, ulus devlet, küresel, MHP
Yorumlar
Haber Yazılımı