Ülkü Ocaklarının terörist bir organizasyon olup olmadığının araştırılmasına yönelik hadsiz ve haksız bir karar alan ABD Temsilciler Meclisi’ne tepki gösteren MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, kendi iç hukuku ve uluslararası hukukla çelişen bir karar alan ABD'nin, Türk iç hukukuna göre faaliyet gösteren Ülkü Ocakları hakkında hukukî nitelendirme yapamayacağını belirterek, Soğuk Savaş döneminde Ülkücü Hareket’in tüm kurumlarını hedef alan SSCB'nin akıbetine ABD'nin iyi bakması tavsiyelerinde bulundu.

ABD'NİN ÜLKÜ OCAKLARI KARARI, ABD İÇ HUKUKU VE ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI

ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen bir yasa maddesi ile Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın terör örgütü olup olmadığının araştırılması istenmiştir. Bu madde, hem ABD iç hukuku ile çelişmekte hem de uluslararası hukuka aykırılık taşımaktadır. Terör, terörizm ve terör örgütü kavramları, uluslararası hukuk açısından üzerinden uzlaşılmış tanımlara sahip değildir. Uzlaşma olmaması, ABD örneğinde olduğu gibi bu kavramların istismar edilmesine yol açmaktadır.

ABD İÇ HUKUKUNA GÖRE ÜLKÜ OCAKLARI TERÖRLE İLİŞKİLENDİRİLEMEZ

Bununla birlikte, uluslararası hukuk çerçevesinde yapılmış yüzden fazla tanım vardır. Bunlar içerisinde, Ülkü Ocaklarını terör örgütü olarak nitelendirebilecek bir tanım bulunmamaktadır. Ayrıca, ABD iç hukukuna göre yapılmış tanımlara ve kabul edilen resmî belgelere bakıldığında da Ülkü Ocaklarının ve faaliyetlerinin bu kavramlarla ilişkilendirilemeyeceği açıktır.

ÜLKÜ OCAKLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ TÜRK HUKUKU TARAFINDAN BELİRLENDİ

Ülkü Ocakları, Türk iç hukukuna göre faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Dolayısıyla Ülkü Ocaklarının hukukî niteliği, Türk hukuku tarafından belirlenmiştir. Bir başka devlet veya gerçek ya da tüzel kişi, herhangi bir hukukî nitelendirme yapamaz.

ULUSLARARASI HUKUKTA İÇİŞLERİNE KARIŞMA YASAĞI

Öte yandan, ABD Temsilciler Meclisi’ne verilen önerge, uluslararası hukukun en temel ilkelerinden biri olan “içişlerine karışma yasağı” ile de bağdaşmaz. Hiçbir devletin başka bir devletin içişlerine karışamayacağı anlamına gelen bu ilke, devletlerin egemen eşitliğinden kaynaklanır. Uyulması zorunlu olan bu ilke, BM Şartı’nın 2. maddesinde de yer almaktadır.

ABD ÖNCE PKK VE FETÖ'YÜ DESTEKLEMEKTEN VAZGEÇMELİDİR

Devlet destekli terörizm başta olmak üzere, terörizmin pek çok türünü destekleyen ABD, öncelikle kendi iç hukukuna göre açık bir terör örgütü olan PKK’yı ve FETÖ’yü desteklemekten vazgeçmelidir. Kendi iç hukukunu açıkça çiğneyen ABD’nin bu tutumu, uluslararası ilişkilerinde sergilediği çelişkilerin bir başka örneğidir. Anlaşılmaktadır ki son örnek de olmayacaktır. Ancak Ülkücü Hareket de sıradan bir fikir hareketi değildir.

ABD, ÜLKÜ OCAKLARINI GEÇMİŞTE HEDEF ALAN SSCB'NİN AKIBETİNE BAKMALIDIR

Bunu anlamak için ABD, 1965’ten sonrasına iyi bakmalıdır. Soğuk Savaş döneminde Doğu Bloku ve özellikle lideri SSCB, Ülkücü Hareket’in bütün kurumlarını hedef almıştır. Ancak bugün, Doğu Bloku da SSCB de yoktur. Eğer ABD, Soğuk Savaş dönemine imrenip aynı tutumu sergilemek istiyorsa yıkılan Lenin ve Stalin heykellerine bakarak akıbetini görebilir.