Anayasanın ilk dört maddesini tartışmaya açan siyasetçilerin muhalif cenahtan olduğu bilinmesine rağmen bu konuda hükümete ayar vermeye çalışan TUSİAD Yönetimine tepki gösteren MHP MDK Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, Cumhur İttifakı’nın güçlü, milli ve yerli duruşu karşısında çaresiz kalıp Türkiye'ye ayar verme yarışına girenlere TUSİAD'ın da katıldığını belirterek, vesayet rejimlerinin sona erdiği Türkiye'de seçilmiş hükümete ayar vermeye kalkmanın kimsenin haddine olmadığını söyledi.

CUMHUR İTTİFAKI KARŞISINDA ÇARESİZ KALANLAR, TÜRKİYE'YE AYAR VERME YARIŞINA GİRDİ

Türkiye’yi müstemleke memleketi zannedenlere karşı Cumhur İttifakı’nın güçlü, milli ve yerli duruşu karşısında çaresiz kalanlar, yine Türkiye’ye “ayar verme” yarışına girdiler. Göreve başladığı günden beri Türkiye’yi kendi ölçüleri içerisinde yönlendirme heveslisi Biden’ın ABD’si başta olmak üzere, şımarık çocukları Yunanistan aracılığıyla Avrupa ve elbette taşeronları olan Zilletçiler, ilginç açıklama ve çıkışlarla gündem yaratma peşindeler. Şimdi de, bir süredir sesi soluğu çıkmayan TÜSİAD’ın düğmesine basılmış olmalı ki, dün çıkıp laiklik, hukuk ve kurumların özerkliği vurgusu yapmış.

TUSİAD'IN ÇIKIŞI CUMHUR İTTİFAKI'NI ZAYIFLATMA GİRİŞİMLERİNİN  BİR AŞAMASIDIR

Amacı ve hedefi “müphem” her türlü dış kaynaktan beslenen TÜSİAD’ın bu çıkışının “Türkiye’ye ayar verme” ve Cumhur İttifakını zayıflatma girişimlerinin bir aşaması olduğunu hem tarihsel hem de siyasi bilgimize dayanarak tespit edebiliyoruz. Ancak, TÜSİAD, "İtalyan başkanıyla", Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını unutmuş olmalı ki, “laiklikle” ilgili konuşma gereği duymuş. Oysa Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemez ilk dört maddesinden 2. Maddesi bile tek başına “laiklik” ilkesinin güvencesidir. O halde kim, hangi cüretle, Türkiye Cumhuriyetinin temel niteliklerinden ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün altı ilkesinden birisi olan laiklik ilkesini tartışmaya açabilir?

TUSİAD'IN İZ AZDIRMAYA YÖNELİK AÇIKLAMASI

MHP ve Cumhur İttifakı olarak, Anayasanın ilk dört maddesinin “katiyetle” korunması gerektiğini vurgularken, bu maddelerin tartışmaya açılabileceğini söyleyenler, CHP yöneticileriyken, böyle bir vurgunun hükûmete yönelik yapılması da oldukça manidar bir çıkıştır. Hain FETÖ darbe girişiminde ortadan kaldırılmaya çalışılan Türk Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değil miydi? Peki, bugün gelinen noktada FETÖ’cülere kol kanat gerenler, onlara kucak açanlar, aklamaya çalışanlar, masum göstermeye çalışanlar Zilletin ortakları değil mi?

SEÇİLMİŞ HÜKÜMETE AYAR VERMEYE KALKMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİLDİR

Eğer TÜSİAD bu kadar ülke menfaatlerini düşünen bir oluşumsa, önce suyu bulandırıp sonra da bulanık suda balık avlama hevesinden vazgeçmeli! TÜSİAD'ın konuşması gereken konular, ülke ekonomisine nasıl katkı sağlayabilecekleri, ülkeye nasıl daha fazla ihracat girdisi sağlayabilecekleri, marketlerde uçurdukları fiyatları nasıl düşürebilecekleri ve daha fazla personel istihdamı olmalıdır. Yok, eğer amaçları siyaset yapmaksa, buyursunlar 2023 seçimlerinde aday olup, Gazi Meclis çatısı altına girip kafalarından geçirdikleri siyaseti yapsınlar. Aksi halde, seçilmiş hükûmete ayar vermeye kalkmak kimsenin haddine değildir!

TÜRKİYE'DE VESAYET REJİMLERİ DEVRİ ÇOKTAN BİTTİ

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi” içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına tam bağlılıkla siyasetimizi sürdürüyoruz. Milli İradeye karşı yapılması hayal edilen kalkışmalar ve vesayet rejimleri devri çoktan bitmiştir ve bu konuyu tartışmaya açmaya kalkanlar, hesabını Bağımsız Yüce Türk Yargısı önünde vermeye mahkûmdur!