İşte Bahçeli’nin mesajları:
Değerli takipçilerim, hepinize iyi akşamlar diliyorum.
Sık sık toplumsal şiddetten duyduğum kaygıyı sizlerle paylaşıyorum. Çocuklarımızın ölümlerine dikkat çekiyorum.
Annelerin, babaların hislerine tercüman olmaya çalışıyorum. Kadınlara yönelmiş barbarlığa vurgu yapıyor, herkesi uyarıyorum.
Ne üzücü ki, şiddet sanki otomatiğe bağlanmış gibi. Toplumsal yapı kan revan içinde.
Öfke ve nefret dilini kuşananlar ortalığı sosyal ve psikolojik enkaza çeviriyor. Hürmet ve hoşgörü aransa bile bulunamıyor.
Savaş nizamında yürüyen suçlular huzurumuzun surlarına karşı kin yağdırıyor, her gün umutlarımızdan, hayallerimizden koparıyor.
Sevgide ittifak yapamayanlar, saygı ve uzlaşmada da ayrı ayrı kutuplara savruluyor, adeta ahlak sürgününe gönüllü olarak çıkıyorlar.
Bitmez, tükenmez aldatış ve aldanış serüvenin failleri küfür ettikçe, hakarete bel bağladıkça toplumsal yapıya kötü örnek oluyorlar.
Sipariş vicdanlılar, narkozlu beyinler, uyuşmuş kalpliler empati kurma konusunda zafiyet gösterdikçe insanımız hüsrana uğruyor.
Öfkeyi hitabet sanatı görenler şiddeti özendiriyor, adaleti boğazlıyor, mutluluğu gölgeliyor, nifak üretimini seriye bağlıyor.
Bilelim ki; çirkinlik yüzde değil, niyettedir. Kabalık ve bayağılık dilde değil, maksatta gizlidir.
Dil konuşur, söz bağlar, göz şahit olur, beyin hıfzeder.
İyiliğin okulu olmadığı gibi nezaketin de satıldığı veya takas edildiği pazar yoktur.
Taşımayla kuyu suyu dolmaz, kovayla deniz suyu eksilmez, ısmarlamayla erdemli olunmaz, lafla adamlık mertebesine çıkılmaz.
Üslup kişinin aynasıdır, kötü söz sahibine aittir, yalan, iftira ve dolan şeytana hastır.
Gün batışından biraz sonra muhtaç olacağı lambaları parçalayanlar, ışıksız kalmaya, karanlıkta patinaj yapmaya mecburdur.
Kendi idrak ve bilgi çaplarını büyütemeyenlerin, değerleri küçülterek, insanlığı küçümseyerek ayakta kalmaları henüz görülmemiştir.
Bunlar defolu olduklarını unutmuşlar, önüne gelene defol diyerek dağınık ve dağlanmış vicdanlarından kaçma telaşına kapılmışlardır.
Şimdilik çalının etrafından dolaşılması doğruysa da, yakında fildişi kulelerde oturanların vezir olmak yerine rezil olacaklarını göreceğiz.
Son sözü her zaman doğruluk söylemiştir. Son imzayı dürüstlük ve insanlık atmıştır. Sayfaları kapkara olanlar ise havasını almıştır.
Cehalet kervanında gözcü, haram kampında parya, para havuzunda damla olanlar kaçmaya ve kaybetmeye adeta mahkûmdur.
Ve bu mahkûmiyetin süresi hiç bitmeyecektir.
İyi olmanın manevi ödülü hiçbir makamla mukayese edilmez, hiçbir şeyin gerisinde kalmaz.
|