MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’Türkiye ortadan kalktıktan sonra vurmayacak, ölmeyecek de ne yapacağız. Teslim mi olacağız? Türk milletimizin varlığı tehdit altına girdiğinde sloganın sonuna kadar arkasında dururuz.Yaratandan başka kimseden korkmayız. Herşeye hazırlıklıyız. Allah bizi Milletimize mahçup etmesin.’’ dedi.
MHP lideri Bahçeli, Murat Büyükçelebi, Rıza Zelyut ve Metin Özkan’a açıklamalarda bulunarak, ‘’AKP ile BDP açıktan koalisyon ilişkisi yürütüyor. Bu işbirliğinin temelinde ilerleme raporu kriterleri kılıfında AB'nin talepleri, BOP projesi kapsamında ABD'nin istekleri, Kürdistan kurma hayalindeki PKK'nın hedefleri ve Başkanlık sevdasına düşmüş AKP'nin hayalleri vardır.’’ dedi.
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARI
AKP son zamanlarda MHP ve CHP’nin evet demediği birçok konuyu BDP ile çözüyor. Bunun sebebi nedir?
AKP, BDP İşbirliği çok eskilere dayanıyor. AKP ile BDP açıktan koalisyon ilişkisi yürütüyor. Bu işbirliğinin temelinde ilerleme raporu kriterleri kılıfında AB'nin talepleri, BOP projesi kapsamında ABD'nin istekleri, Kürdistan kurma hayalindeki PKK'nın hedefleri ve Başkanlık sevdasına düşmüş AKP'nin hayalleri vardır.
Bunu biz yıllar önce fark ettik ve bu işbirlikçilere yandaşlık edip Kürt raporu hazırlayıp Ankara Gölbaşı Polis Evi'nde bir araya gelen 12 kötü adamı da bu nedenle deşifre ettik. Süreç devam etti ve 12 kötü adamla aynı söylemi kullanan şimdiki akiller "askeri çözüm çözüm değildir" diyerek, siyasi çözüm adı altında milleti ikna etmeye çalışıyorlar. Sürecin başlangıcı neydi? "Demokratik açılım". Sonra ne oldu "milli birlik ve kardeşlik projesi". Şimdi ise bu kılıf "çözüm ve barış süreci" diye yutturulmaya kalkıyor. Tüm bunlar da İmralı canisinin yol haritası olarak lanse ediliyor. Kaldı ki İmralı Canisi Öcalan'ın yazdığı sözde 156 sayfalık yol haritasını terörist başının yazması mümkün değildir. Eğer bu kadar "derin siyaset literatürüne" uygun kavramları Öcalan biliyorsa çok şey biliyor demektir.
Ateşkes sürecinde verilen tavizler nelerdir?
Gelelim bu ateşkes sürecine. Toplumun merak ettiği konu şudur. PKK ateşkes ilan ettiği günden itibaren talep ettiklerinin ne kadarını aldı. İktidar PKK'ya hangi konularda ne kadar taviz verdi. İktidarın cevap veremediği soru budur. Hükümet daha bunlara cevap bulamamışken iki gün önce Kandil'den devletimize ve milletimize "meydan okuyan" bir bildirge geldi. PKK silah bırakıp çekilmek yerine, üç aşamalı çekilme önerisi yaptı. Kaldı ki çekilirken TSK'nın elinin kolunun bağlanması, PKK'nın anayasal taleplerinin mutlaka yerine getirilmesi, Öcalan'ın özgür bırakılması, ABD-AB ve Rusya'nın kendilerini meşrulaştıran bir yapı ile gözcülük etmesi.
PKK çekiliyor mu yuvasına mı dönüyor?
PKK ve Kandil'in bir aymazlığı da yaptıkları basın toplantısında sık sık 'Kuzey Kürdistan' lafının kullanılmasıdır. Artık kimse milletimizi kandırmasın çünkü PKK bir yere çekilmemektedir. PKK şimdilik sadece yuvasına dönmektedir, PKK'nın yuvası neresidir? Mahmur kampı yani Kandil'dir.
Bunu bir kızgınlık ifadesi olarak söylemiyorum, AKP ve PKK işbirliği bu gün Kuzey Kürdistan'ı kurma aşamasına getirmiştir. İktidarın dışişleri bakanı ne diyor? "Geri dönüş yok." Ne demek bu? Yani Kuzey Kürdistan'ın kurulma aşamasından geri dönülmeyecek mi demek? Ama yanılıyorlar. Birileri bugünü bayram ilan edip, PKK taleplerini ülke kazanımı gibi gösterip bölünmeye biraz daha çanak tutsa da bu sadece bir hayaldir. Çünkü MHP kararlı tutumu ile Kuzey Kürdistan oluşumunu mutlaka durduracaktır. ABD 16 Mayıs tarihinde Başbakan'ı nasıl ödüllendirecek bilemem ama bu millet ülkeyi bölen Başbakan'ını Yüce Divan ile ödüllendirecek.
Hakkınızda düzenlenen fezleke, iktidar döneminizin incelenmesi ve açılan soruşturmaların zamanlaması olağan mıdır? Korkuyor musunuz
Yaratandan başka kimseden korkumuz yoktur. Her şeye hazırlıklıyız, Allah bizi milletimize mahcup etmesin. TSK'yı itibarsızlaştırmaya ve etkisizleştirmeye çalışan zihniyetin MHP'yi de sıfırlamaya çalışması son derece normaldir. Çünkü bölücülerin karşısındaki tek güç MHP'dir. MHP ise bu milletin yıkılmaz kalesidir. Bizim üzüntümüz şudur ki, birileri ülkeyi bölüp MHP'yi etkisizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışırken yaptığı her şeyi mubah saymaktadır. Onun içinde bu iktidarın bize göre "ne insani ne de İslami" bir ölçüsü yoktur. Böylesi ölçüleri olmayan bir yapıdan her şeyi bekleyebilirsiniz.
57. Hükümet döneminin incelenmesinden bir endişeniz var mı?
MHP olarak alnımız ak yüzümüz paktır. Ekşi yemediğimiz için karnımız ağrımaz. Kaldı ki daha önce Meclis'te açılmış bir soruşturma vardı. Keşke onun sonunu getirselerdi. O soruşturma bitti, ama yeni bir inceleme başlatacaklarsa onlara MHP'den üye bile veririz.
Kaldı ki Bankalar Kanunu'nu bizim iktidarımız düzeltti. Bugün ki ekonomik iyileşmenin kaynağı bizim dönemimizdir. Ayrıca kurulan bankaları araştırmaya kalkarsak kendi kabinesindeki bakanların ve cumhurbaşkanının zamanında hangi bankaların kurulduğunu tek tek sıralarız. Bizim parayla işimiz olmaz.
MHP oylarında bir tırmanma var mı? Anket çalışması yaptırıyor musunuz?
Bizim yaptırdığımız bir çalışma yok. Ancak bazı kuruluşların kamuoyunda yapmış olduğu bir takım anketler var. Bunlara göre kimileri bizi 17'nin üzerinde gösteriyor, kimileri ise yüzde 21'in üzerinde. Mesela Denizbank'ın yaptırdığı son ankete göre yüzde 21.7 gözüküyoruz. Bizim kendi anketlerimiz seçimlere yakın olacak hem partimizin hem de adaylarımızın durumunu belirlemek için. Ancak benim bu anketlerde anlamadığım bir şey var, o da kararsızların oyu da iktidara dağıtılıyor. Oysa kararsız demek iktidara oy vermeyecek seçmen demektir.
Çözüm süreci için de bir anket yaptırıldı. Sizce sonuçlar sağlıklı mı?
Ben pek sağlıklı bulmadım çünkü orada yöneltilen soru tersten yöneltilmiş. Mesela ben İzmir'de sadece dört bin deneğe değil, yüz binlere sordum. Dedim ki analar ağlasın mı? Herkes hayır dedi. Türkiye bölünsün mü dedim, hepsi hayır dedi. Öcalan'la müzakere edilsin mi dedim, meydan hayır diye bağırdı. İşte gerçek anket budur.
İsviçre bankalarında hesabınız var mı?
Başbakanın İsviçre'de oldukça etkin Amerikalı dostları var, öyle bir şeyimiz olsa şimdiye kadar ortaya dökerlerdi. Benim biri Ziraat Bankası, biri Halk Bankası'ndan olmak üzere biri emekli biri de milletvekili olmak üzere iki maaşım var. Garip bir emekliyim!
Partinizi eleştiren ve kendisine eski Ülkücü diyen partilileriniz yeni politikanızı nasıl değerlendiriyor.
Bazılarında hiçbir değişiklik yok, bazıları ise yapılan yanlışlıkları fark edip yuvaya döndüler. Bize o günlerde bu referandumun gizli gündemi var dediğimizde kızan arkadaşlar bugünleri görünce bizi şimdi daha iyi anlıyorlar. Biz bu günleri o günden gördüğümüz için bizi linç etmeye kalktılar. MHP yıkılmadı, yıkılmayacak da. Biz haklı duruşumuzu göstermeye devam ettiğimiz sürece de bizi yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Çünkü bizim arkamızda millet var. 12 Eylül'den hesap sormak kılıfıyla MHP'yi tuzağa çekmeye çalışanların hangisi bu sürece müdahil oldu.
Alevilere bakışınızı ve TBMM çalışmalarınızı biliyoruz. Yeni bir çalıştayınız var mı?
Biz bu ülkenin her insanına aşığız. Etnik köken ayrımı yapmadan her insanı kardeş, her vatandaşı baştacı olarak görüyoruz. Kimseyi kimseden ayırmıyoruz. Onun için Başbakan Erdoğan Taksim'de cami yapılsın derken, biz cami de yapılsın cemevi de yapılsın dedik. Bu görüşümüz siyasi midir? Hayır. Geçenlerde Bodrum Konacık'da İzzetin Doğan beyefendinin de katıldığı MHP belediyemizin yaptırdığı bir cemevinin temeli atıldı. Ayrıca Osmaniye'de de bir cemevi yapılması için belediye başkanımıza talimat verdim. Kaldı ki bu bina caminin yanına bile yapılabilir. İsteyen camiye, isteyen cemevine gitsin. Bu tür ayrıştırmaların yapılmasını doğru bulmuyorum. Türkiye'yi 36'ya bölenler inanç sistemimizi de parçalayarak ne kazanmayı hedeflemektedir. Bu tür yaklaşımları doğru bulmuyorum.
Meşhur ‘’Vur de vuralım öl de ölelim’’ sloganına verdiğiniz ‘’onunda zamanı gelecek’’ sözünü merak ediyoruz. O zaman ne zamandır?
O gün Türkiye'nin varlığının tamamen ortadan kaldırılmaya teşebbüs edildiği gündür. Bu slogan bize ait bir sloganda değildir. İncelendiği zaman Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Fatih Camii'nde namaz kılıp Pınarhisar'a gideceği zaman ürettiği bir slogandır. Orada kişiye yönelikti, burada ise milletin varlığına yönelik bir taleptir ve bu sloganın da sonuna kadar arkasındayım. Türkiye ortadan kalktıktan sonra vurmayacak, ölmeyecek de ne yapacağız. Teslim mi olacağız. Kimse elini ovuşturup Türk Kürt kavgası çıkararak MHP'yi sokağa çekmek isteyenler akil değil akılsız insanlar cürufudur. Kimse hayale kapılmasın MHP sokaklarda değil, yasal çerçevede meydanlarda olacaktır. Eğer iktidar sokakla mücadele etmek istiyorsa garibanların evini arabasını yakan teröristlerle neden mücadele etmiyorsun?.
Bazı mitinglerinizde AKP seçmenine mesaj veriyorsunuz. Amacınız oy almak mı?
Hayır, amaç AKP seçmenini memleket meselesi ve ülkenin geleceği konusunda biraz daha bilgilendirmek. Onlardan iktidardan desteklerini çekip bölünmeye alet olmamalarını istiyoruz. Kaldı ki çekilen oylara da talip değiliz istedikleri partiye oy verebilirler, yeter ki tehlikeyi önlesinler.
Sayın Bahçeli, biraz da meşhur arabalarınızdan bahsedelim mi?
Klasik otomobile olan tutkum eskilerden gelmektedir. Ama inanın o kadar abartılacak bir şey yok. Hepsi iki külüstür Volvo, iki eski Mercedes, bir adet de 1987 model kırmızı bir Buick marka arabam var. Hafta sonları fırsat buldukça onlarla dolaşıyorum. 23 Nisan özel oturumuna da Cumhuriyet'in Kuruluş tarihi olan 06 DB 1923 plakalı 1982 model Mercedes'le gittim. Bu aracım dışında diğer klasik Mercedes'im de ise 06 DB 2023 plakası takılı. Birileri hazıra konup bizim 2023 projemize sahip çıktı. Baktık her şeyimiz kopyalanıyor, onu kaptırdık bunu kaptırmayalım diye plakayı üzerimize aldık.
Sadece arabesk müzik mi dinliyorsunuz? Özel bir ilginiz var mı?
Aslında her türlü müziği dinlerim. Ama Ferdi Tayfur'u çok severim. Tabii kendisi hemşerim olmasının dışında büyük bir müzik adamıdır. Seyahatlerimi genellikle otomobille yaptığım için seyir esnasında çeşitli müzikleri dinlemeye gayret gösteriyorum. Ayrıca İphone telefonum ve İpad'im var onlara yüklü müziklerde var oralardan da müzik dinliyorum.
Tesbih ve yüzük merakınız eskiye mi dayanıyor?
Zaman zaman tespih çekmeyi seviyorum. Tespih taşlarım farklı renkleri ve farklı enerjileri anlatır. Yüzük merakıma gelince birçok yüzüğümün tasarımını kendim yaparım.
Mercedes’inizin kontak anahtarındaki sekiz köşeli anahtarlık çok konuşuldu. Sırrı nedir?
Bir sırrı yok. Selçukluların temel sanatsal figürlerindendir. Sekiz ilkeyi anlatan bu sembol; Sabır, şükür, sadakat, merhamet, doğruluk, sır tutma, acizliğini bilmek ve cömertliktir...
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ’NİN ERDOĞAN’IN MUSİAD KONUŞMASINA CEVABI
Başbakan Erdoğan’ın MÜSİAD Genel Kurulu’nda yaptığı konuşması her yönüyle hezeyanlara batan, iftiralara çakılan ve dedikodulara gömülen bir ruh halinin nafile çırpınışlarından başka bir anlama gelmemiştir.
Siyasetin bu yüz karası şahsiyet, Türkiye’yi PKK’ya teslim etmek ve bölücülüğün önündeki pürüzleri kaldırmak için tüm imkân ve kaynaklarıyla harekete geçmiştir.
Bölücü terör örgütünün Türk milletine meydan okuması, tehditlerle Türkiye’ye yol haritası çizmeye kalkışması Başbakan’ın umurunda bile olmamış, milli onur aklının ucuna dahi gelmemiştir.
Zira Başbakan tercih ve tarafını belirlemiş, nerede durduğunu, kim ya da kimlerle işbirliği ve eylem birlikteliği halinde olduğunu çoktan açık etmiştir.
Başbakan Erdoğan Kontrolden Çıkmış Dengesini Kaybetmiştir
Başbakan Erdoğan, İmralı canisiyle yaptığı pazarlıkların, verdiği tavizlerin ve bahşettiği ödüllerin neticesinde kontrolden çıkmış, dengeyi kaybetmiş, vicdanını karartmıştır.
Türkiye’yi Kandil’deki ölüm elçilerinin insafına terk etmiş, çözüm süreci sözleriyle Türk milletinin kanına girenlerle helalleşme ve bayramlaşma arayışında olacak kadar da küçülmüştür.
Ne marazi bir durumdur ki, Başbakan Erdoğan, PKK’nın aşama aşama psikolojik ve stratejik üstünlük kazanmasına sessiz kalmış, hatta bunu özendirerek üstü kapalı şekilde teröristlerin arkasındaki destekçilerden birisi olarak sivrilmiştir.
Başbakan Erdoğan ve İmralı Canisi Arasında Al-Ver Durumu
PKK’nın sözde geri çekilmesiyle ilgili kararından sonra hükümet cenahından gelen açıklamalar, aziz milletimizi aldatmaya dayalı sefil görüşler Başbakan ve İmralı canisi arasındaki uzlaşmanın, “Al-Ver” sürecine göre şekillenen ihanet müzakerelerinin etaplar halinde gerçekleştirildiğini göstermiştir.
Bölücü terör örgütünün toparlanması, daha büyük eylemlerin icrası için güç toplama beklentisi Başbakan ve hükümeti tarafından yeni bir dönemin başlangıcı olarak sunulmuş, zillet ve rezaletler umut olarak takdim edilmiştir.
PKK’lı militanlar Türkiye’nin her tarafına konuşlanmışken ve militanların kaçının sınırlarımızdan çıkıp gideceği ve üstelik suça bulaşmış, kan dökmüş ve can almış olanların sayısı bilinmezken iddia edilen geri çekilmenin sevinçle karşılanması eğer şuursuzluk hali değilse, gaflet ve ihanetin ileri boyutundan başka bir anlama gelmeyecektir.
Başbakan Erdoğan ‘’Kuzey Kürdistan’’ Tanımından Rahatsızlık Duymuyor
Başbakan Erdoğan’ın İmralı canisi ve çetesinin hain niyetlerine karşı itiraz etmemesi, ülkemizin bir bölgesini sözde “Kuzey Kürdistan” olarak tanımlanmasından rahatsızlık duymaması esasen her şeyi gün yüzüne çıkarmıştır.
PKK’nın bölücü heves ve hedefleri Başbakan için makul ve meşru görülür olmuştur.
Bu esir edilmiş, dağılmış ve işgal olmuş anlayışa göre, Türkiye’nin felakete sürüklenmesi önemsiz, değersiz ve ciddiyetsiz bir hüsnü kuruntunda ibarettir.
Başbakan Erdoğan PKK Sözcülüğü mü Yapıyor?
Buna karşılık Başbakan’ın, Milliyetçi Hareket Partisi’ne saldırmaktan, asılsız suçlama ve isnatlarla karalamaktan zevk duyan bir tavır içinde bocalaması kendisinin PKK sözcülüğüne soyunduğunu açıkça ispatlamaktadır.
Partimizi kandan beslenmekle, şehit cenazelerinin gelmesini arzu etmekle utanmaksızın itham eden Başbakan Erdoğan, akan her kandan, toprak olan her şehidimizden, bir uzvunu yitiren her gazimizden sorumlu olduğunu iyi bilmesi gerekmektedir.
Düşmanla Masaya Oturanların Maskesi Düşecektir
Düşmanla masaya oturanların, katillerle sözde barış ve çözüm konuşanların gerçek yüzleri elbette anlaşılacak ve maskeleri de eninde sonunda düşecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi’ni başka parti ya da oluşumlarla yan yana gösterebilecek kadar doğruluktan ve dürüstlükten uzaklaşan Başbakan Erdoğan, asıl kendisinin PKK’nın stepnesi, yedeği ve kuyruğu olduğunu bir an olsun unutmaması en samimi tavsiyemiz olacaktır.
Kandil’de, İmralı’da ve batı başkentlerinde ipliği pazara çıkanlar, günahla yolu kesişenler, kanlı projelere yardım ve yataklık yapanlar Milliyetçi Hareket Partisi’nin yalnızca büyük Türk milletinin yanında ve menfaatlerinin peşinde olduğunu göremeyecekler, görseler de kötülüğün hizmetine girmiş dilleri bunu itiraf edemeyecektir.
Bu itibarla Başbakan Erdoğan’ın MÜSİAD Genel Kurulunda partimizi hedefine alan temelsiz ve kirli sözlerinin hiçbir karşılığı, inandırıcılığı yoktur ve olmayacaktır.
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ’NİN ERDOĞAN’A ‘’MİLLİ İÇKİ AYRAN’’ CEVABI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Gölbaşı'nda bir alışveriş merkezinin açılışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bahçeli, Erdoğan'ın "milli içkimiz ayrandır" sözlerinin sorulması üzerine, "Ayran Anadolu'da halkımızın katık diye nitelendirdiği, ekmeğinin yanında boğazını yumuşattığı bir tabii içecektir. Bunu içki kavramı ile izah etmesi bir başka yanlışlıktır" açıklamasını yaptı.
Erdoğan'ın "MHP'nin İşçi Partisi'nin yedeği haline geldiği" açıklamasıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Bahçeli, şöyle dedi:
"Sayın Başbakanımız, son aylarda özellikle de bu çözüm sürecine girildiği günden itibaren dengesini kaybetmiş, ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelmiştir. Şimdi Abdullah Öcalan'ı siyaseten öne çıkartmıştır. Silivri'de tutuklu bulunan bir başka siyasi parti genel başkanının tutukluluğunu ortadan kaldıracağı yerde, onun etrafında muhalefeti toplamanın da mantıki hiçbir izahı yoktur. Bu İşçi Partisi hayranlığı nereden başladı? Öcalan'dan sonra Perinçek hayranlığına mı düştü, onu bilemiyoruz tabii."
Bahçeli, Erdoğan'ın "Akil adamlara karşı yapılan saldırıların sorumlusunun bir avuç MHP'li olduğuna" ilişkin açıklaması hatırlatılınca, bunun iyi tetkik edilmesini istedi. Bahçeli, "Devletin tüm imkanları kendisinde. Halkın tepkisini saptırmasın" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in çözüm komisyonu ile ilgili yazısının ulaşıp ulaşmadığı sorusunu yanıtlayan Bahçeli, şöyle dedi:
"Böyle bir yazı henüz gelmedi. Gelse de nezaketen gönderilmiş bir yazıdır. MHP'nin çözüm komisyonu ile ilgili tavrı çok nettir. İmralı canisinin önermiş olduğu çözüm komisyonu veyahut bir başka adıyla hakikatler komisyonuna MHP'nin katılması, üye vermesi, kabul etmesi mümkün değildir." |