AKP lideri Erdoğan ‘’twitter baş belasıdır’’ diyerek sosyal medyaya savaş açınca, MHP lideri Bahçeli ‘’twitter özgürlüktür’’ diyerek cevap verdi ve yeni bir tartışma başladı.
T.C.’yi kurum tabelalarından kaldırmak isteyen AKP Hükümeti’ne sosyal medyada hesabı bulunan 11 milyon kişi direniş göstermişti. Taksim Gezi Parkı olaylarından sonra AKP Hükümetinin sosyal medya düşmanlığı gün yüzüne çıktı. Başbakan Erdoğan’ın sosyal medya kullanıcılarını bela olarak göstermesi vatandaşlarımızı kızdırmaya yetti.
İleri demokrasi havarisi kesilen Başbakan Erdoğan’a en okkalı cevap MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. İyi bir twitter kullanıcısı olan Bahçeli, ‘’twitter özgürlüktür’’ cevabı vererek AKP lideri Erdoğan’a demokrasi dersi verdi.
TWİTTER ATIŞMASINDA BAHÇELİ VE ERDOĞAN
AKP lideri Erdoğan’ın twitter’i bela olarak gördüğü sözleri:
Twitter denilen bir bela var. Yalanın, abartının daniskası burada. Sosyal medya denilen şey: Bana göre toplumun baş belası. Toplum bu şekilde terörize edilir. İstesem onlar Taksim Meydanı'na çıkardı 20, 25 bin kişi. Ben 200, 500 bin kişiyi Kazlı Çeşme'ye çıkarırım. Ben de bunu yaparım. Benim bir partim, tabanım var. Bunu yapacak güçteyiz.
MHP lideri Bahçeli’nin twitter’i özgürlük ortamı diye tanımladığı sözlerini twitter'den yazdı:
Twitter'a bela olarak değil, katılımcılığı teşvik eden, kişisel ifade beceri ve özgürlüğünü pekiştiren bir platform olarak bakıyorum. Bela olarak görenlere de bu ortamlardan uzak durmalarını öneriyorum.
Özelini tehdit altında gören, dışlandığını hisseden, saygı bekleyen, sahipsiz olduğunu düşünen ve ilgi gözleyen muazzam sayıda insanımız var. Bu kardeşlerimiz demokratik haklarıyla, bireysel özgürlükleriyle, kimlikleriyle ve gelecekleriyle ilgili haklı olarak endişe taşıyorlar. Bunların hepsini anlıyor ve meşru görüyorum. Ancak masum beklentilerin nefsi müdafaası yapılırken, kötü niyetli plan, tertip ve hedeflere mutlaka dikkat edilmesi gerektiğine inanıyorum.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP liderinin toplumsal olaylarla ilgili tabanının evinde sabırla beklediğini söyleyerek tahditvari konuşmasına da ‘’Ey Başbakan sen kimsin ve kimi tehdit ediyorsun?’’ diyerek sert çıkmıştı.
AKP HÜKÜMETİNİN SOSYALA MEDYAYA SAVAŞININ NEDENİ
AKP Hükümeti, kurumlardan T.C.’yi kaldırmaya kalkıştığında 11 milyon sosyal medya kullanıcısı isimlerinin önüne T.C. yazarak tepki göstermişti. Bu tepkiyi gören AKP Hükümeti T.C.’yi kaldırmaktan şimdilik vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Başbakan Erdoğan, 11 milyon sosyal medya kullanıcısını karşısına almayı göze alamamıştı. Taksim Gezi Parkı protestoları ülke genelime yayılmasının en önemli hiç kuşkusuz sosyal medyadır. Olayları yönetmekte başarısız ve basiretsiz olan AKP Hükümeti, çareyi sosyal medyaya saldırmakta buldu.
Protestocuları gaz sıkmakla tazyikli sus sıkmakla susturamayan AKP Hükümeti, çareyi sosyal medya kullanıcılarını tutuklamakta buldu. Özellikle twitter üzerinden AKP Hükümetine karşı direnen vatandaşların adreslerine baskınlar düzenlendi.
Gecenin üçünde, AKP’li yöneticileri ve seçilmişleri yetkili kurumlara şikayet ettiği gerekçesiyle bir şair vatandaşın evine bürokratik bir kararla hukuksuzca baskın yapabilen bir zihniyet, Taksim Gezi Parkı protestocularına şafak baskını yapmakta da beis görmüyordu. AKP karşıtlarıyla başa çıkamayan AKP Hükümetinin, sosyal medya kullanıcılarına savaş açması çaresizliğin dışa vurumu olarak görüldü. Esas mesele ise AKP zihniyetinin demokrat değil tam bir dikdatör olmasıdır.
AKP DİKDATÖRLÜĞÜNÜ TUNUSLULAR BİLE PROTESTO ETTİ
AKP Hükümeti Ortadoğu’da başlayan ‘’Arap Baharı’’ furyasını alkışlayarak her türlü desteği vermişti. Bu desteği verirlerken ise Ortadoğu halklarının özgürleşmesi konusunda yardımcı olduklarını söylemişlerdi.
Başbakan Erdoğan ve AKP yandaşları, demokrasi ve özgürlük adına ‘’Arap Baharı’’ safsatasını ayakta alkışlarken, Taksim Gezi Parkı olaylarını ‘’Türk Baharı’’ şekline dönüşecek diye korkuyla eleştirmeye başlamışlardı. AKP zihniyetinin yaman çelişkisi mızrağı çuvallara sığmamaya başlamıştı.
AKP zihniyetinin çifte standardını fark eden Ortadoğu’daki Arap Baharcıları bile AKP’ye ateş püskürmeye tepkiler göstermeye başladılar. Şu örneği incelediğinizde her şey ortaya çıkmıyor mu?
Tunus'un en büyük muhalif gücü Halk Cephesi Erdoğan'la görüşmeyi reddetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Tunus gezisine bu ülkedeki en büyük muhalif güç olan Halk Cephesi'nden 'boykot' geldi. Cephe'nin lideri ve sözcüsü Hamma Hammami, "Erdoğan'la akşam yemeğine davet edilmiştik ama reddettik zira biz despot ve komplocuların ziyafetine katılmayız" açıklamasında bulundu.
Hammami, Tunus halk güçlerini başkent Tunus'taki Türk Büyükelçiliği önünde kitlesel bir protestoya da çağırdı. Hammami'ye göre bu protestonun mesajı, "Erdoğan'ın Tunus topraklarında istenmediği gibi kendisine aynı zamanda baskıcı ve gerici bir hükümetin lideri olduğunun hatırlatılması" olacak.
Tunus hükümetine de "Türkiye'de devam eden şiddetli baskı ve müdahaleler, batının sürekli 'demokratik İslam' olarak sunduğu İslamcıların başarısızlığının bir kanıtıdır" diyerek tepki gösteren Hammami, özgür Tunusluları Türkiye halkını desteklemeye davet etti. |