Üç Tarz-ı Siyaset
Haber Detayı
17 Ekim 2013 - Perşembe 23:45 Bu haber 1673 kez okundu
 
Üç Tarz-ı Siyaset
DİĞER Haberi
Üç Tarz-ı Siyaset

Üç Tarz-ı Siyaset, bilindiği gibi Yusuf Akçura’nın 1904 tarihli bir makalesidir. Akçura bu makalesinde, Osmanlı Devleti bünyesinde mevcut üç akımı(Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük) anlatarak, hangisinin daha iyi ve ideal olduğuna işret etmiş, diğer yandan da bu üç akımı mukayese ederek tezinin doğruluğunu örneklerle kanıtlama yoluna gitmiştir. Nitekim başarılı da olmuştur. Bugün hala okunduğunda aynı tesiri gösteren Üç Tarz-ı Siyaset makalesi, genel-geçer özelliği ile son yüzyıla da ışık tutar bir niteliktedir. Günümüzün aslında istibdat devri denen devirden pek de bir farkı yoktur. Türkçü ideolojiyi savunanlar bugün de benzeri muamelelerle karşı karşıya kalmaktadır. Türkçülük, adını Türk Milliyetçiliği kavramı ile özdeşleştirse de Gökalp neslinin çizgisinden ayrı tutulamaz. Çünkü bu çizgi Türk Milliyetçiliğinin şah damarıdır. Türk Milliyetçiliği de milletin bekası için manevi anlamda tek silahıdır. Kimilerine göre köhnemiş bir ideoloji olarak alınan Türkçülük, ırk boyutunda düşünüldüğü için faşizm yaftası ile çürütülmeye çalışılmıştır. Oysa Türkçülüğü yalnızca ırk boyutunda düşünmek demek, birincisi ideolojiyi iyi anlayamamaktan, ikincisi ideolojiye düşmanlıktan kaynaklanır. Geniş bir düşünür, Türkçü ideolojinin temel prensibi olan birlik ve bütünlüğü görür. Ancak basit düşünenler bunu görmezden gelerek faşizan olarak tanımlar. Ancak ideoloji temel prensiplerini Gökalp ile birlikte yıllar önce ortaya koymuşken, bunu görememek tamamen kasten yapılmış bir fiilden öteye gitmez. Günümüzün Üç Tarz-ı Siyaset’i nedir? 1- İslamcılık ( Geçmişteki İslamcılıktan çok farklı bir boyuttadır.) 2- Türkiyecilik (Osmanlıcılık fikrinin Türkiye Cumhuriyeti’ne zoraki uydurulmuş hali) 3- Türk Milliyetçiliği Günümüz İslamcılığı birleştiricilikten çok ayrıştırıcı özelliğe sahiptir. İslami kesim kendinden olmayanı pek de kabul etmez. Dinin egemen olduğu bir yönetim biçimi hayal ederler. Laiklik ilkesini baş düşman, laik bir bireyim diyeni dinsiz, laik bir devleti de dinsiz bir devlet olarak tanımlarlar. Ancak Türkiye Cumhuriyeti İslamcılık politikası ile yürütülecek bir yapıya sahip değildir. Her din ve mezhepten, inançtan oluşan toplum yapısına sahiptir. Hristiyan’ımız da vardır, Yahudi’miz de, ateistimiz de, Müslüman’ımız da… Şimdi, bu politikayı getirip, yönetimin ortasına koyduğumuz zaman, politika dışı kalan bireylerimizi sürgüne mi göndereceğiz? Günümüzün İslamcılık anlayışını, daha doğrusu bu anlayışın yönetim şekli olarak hayata geçirilmesini istemek demek, dinsel anlamda bölücü bir ütopyadan başka bir şey değildir. Yani günümüzün İslamcılık anlayışı dinsel bir faşizmden öteye gidememiştir. İnançları sebebiyle aynı tarihi, aynı kaderi, aynı duyguları paylaşan toplumu ayrıştıracak bir politika aynı zamanda dine de zarar verir. Ayrıca İslamcılığı politika olarak kullanmak demek bir defa dinin kendisi ile çelişir. Din politika aracı olarak kullanılamaz. Manevi eksenli bir yapıdır. Araç değil, inançtır. Bu sebeple bahsi geçen anlayış, geçmişte de olduğu gibi bugün de tutmayacaktır. İkinci siyasetimiz Türkiyecilik. Hatta en etkin siyaset demek daha yerinde olacaktır. Birden fazla etnik kimliğe sahip olan devletimiz adına uygulanan politikanın adı Türkiyecilik. Hatta bu anlayış ile gündeme, bayrak renginin ve devletin adının değiştirilmesi teklifleri dahi gelmiştir. Devletin üniter yapısına tamamen zıt olan bu politika bütünleştirici değil, bilakis ayrıştırıcıdır. Türkiye demek Türklerin vatanı demektir. Türklerin vatanında elbette ki bayrağın adı Türk Bayrağı olacaktır. Cumhuriyet rejimi ile yönetildiği için tabii olarak devletin adı da Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Türklük bir üst kimliktir. Türkiyeci olmak diye bir şey yoktur, Türk olmak diye bir şey vardır. Türk kelimesi yalnızca etnik bir kavram değildir. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti’ne gönül bağı ile bağlanan herkese Türk denilmiştir. Etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti bünyesinde yaşayan herkes Türk Vatandaşıdır. Türkiyecilik demek masum bir yakıştırma olmadığı gibi, etnik bölünmelere de davetiye çıkartan bir politikadır. Türküm demek yerine Türkiye’de yaşayan falan etnik kimliğe sahip bireyim demenin neresi bütünleştiricidir? Baştan itibaren etnik çözülmeye davetiye çıkartan bir sistemdir. Türkiyecilik deme sebebim, birincisi önceki Osmanlıcılık politikasının içeriği ile kısmen aynı oluşu, ikincisi ‘’Türküm demek yerine Türkiyeliyim denilmeli’’ görüşüne bir tepkidir. ‘’Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Türk Vatandaşıyım’’ demek başkadır, ‘’Türkiyeliyim’’ demek başkadır. Aradaki iki farka çok dikkat etmek gerekir. Zira bu politika bugün bizleri ayrışmanın eşiğine getirmiştir. Üçüncü ve en önemli siyasetimiz Türkçülük yahut Türk Milliyetçiliğidir. İlk iki akımı açıkladıktan sonra bu akımın, akımdan öte bir yaşam biçimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin şah damarı olduğunu belirtmekte fayda vardır. Türklüğün bir üst kimlik olduğunu belirtmiştim. O halde Türk Milliyetçisi olmak için etnik anlamda Türk olmaya gerek yoktur. Kendini Türk hisseden herkes Türk Milliyetçisi olabilir. Türk Milliyetçiliği ne etnik kökene, ne dini inanca, ne de başka bir olguya karşı ayrıştırıcı bir amaç gütmez. İnancı ve etnik kökeni ne olursa olsun aynı toprak parçası üzerinde nefes almak yeterlidir. Şu ya da bu olmak değil hep birlikte Türkiye olmak, Türk Vatandaşı olmak esastır. Çerçevesi ile, hoşgörüsü ile bu toplumun izleyeceği yegane yol Türk Milliyetçiliğidir. Günümüz Üç Tarz-ı Siyaset’i ile Akçura devrinin Üç Tarz-ı Siyaset’i birbirine oldukça paraleldir. Benzer olaylar, kılıf değiştirerek karşımıza çıkmaktadır. O nedenle bugün Üç Tarz-ı Siyaset okunduğu zaman yıllar önceki etkiyi bırakır. Akçura aslında bizlere sonsuza kadar refah ve huzur getirecek bir yol çizmiştir. Bu sebeple bu makaleyi okumayan insan kalmamalıdır. Özellikle günümüzde Üç Tarz-ı Siyaset makalesini okuyup, geçmiş ve bugünü mukayese etmeyen kalmamalıdır. Çünkü o yol öyle bir yoldur ki, bir İmparatorluğun küllerinden bir Mustafa Kemal ve bir Türkiye Cumhuriyeti çıkartmıştır.  
Kaynak: (İHA) - İhlas Haber Ajansı Editör: Hakan Yakın
Etiketler: Üç, Tarz-ı, Siyaset,
Yorumlar
Haber Yazılımı