Ortadoğu Gazetesi Yazarı Yıldıray Çiçek, Türk Milletine kendilerini Ulusalcı diye tanıtan bazı kişilerin PKK ile ilişkilerini ortaya sererek, MHP düşmanlıkları saplantı haline dönüşen kişilerin deşifresini yaptı.
Doğu Perinçek'in PKK ile yanyana kolkola resimlerini bilmezmiş gibi davranan bazı Ulusalcıların, Doğu Perinçek'i sanki Milli düşünüyormuş gibi lanse etmelerini eleştiren Yıldıray Çiçek, Ulusalcıların kafalarında soru işaretleri bırakmayı başardı.
Banu Avar'ın Ulusalcı kimliğini bilirsiniz değil mi? Peki, Ulusalcılar Banu Avar'ın, 2011 seçimlerinde Ulusalcıların MHP'ye oy vermemesi için bağımsız adaylara oy verilmesi için çağrısı yapmasını hiç sorguladılar mı? Üstelik binlerce Ulusalcı hem CHP'ye hem de bağımsız adaya aynı anda ''Evet'' mührü bastığı için oylar geçersiz sayılmıştı. Halkımıza Bidon Kafalı diyenler, oy kullanmasını dahi bilmiyordu.
Erdal Sarızeybek'in, bir kereliğine MHP'ye oy vermesiyle, MHP'yi ele geçirip yönetmeye kalkışması ve MHP'ye akıl vermeye kalkışmasını hatırlıyorsunuz. Erdal Sarızeybek'in ne haddine ki, Ülkücü Hareket'e yol gösterme densizliğini gösterebiliyor? Erdal Sarızeybek, hangi küresel iradeden emir alarak, MHP'yi yönlendirmeye kalkışabiliyor?
Bu meselede çok şeyler yazmak mümkündür. Ulusalcı kimlikleriyle, Milli düşünen Ülkücülere karşı düşmanlık yaparak hala küresel güçlere hizmetkarlık yapanlar hakkında çok şeyler yazabiliriz. Ancak, biz meseleyi fazlaca yorumlamadan, Ortadoğu Gazetesi Yazarı Yıldıray Çiçek'in köşe yazılarını aktaralım.
FOTOĞRAFTAKİ İLE YANYANA GELİYORLAR AMA FOTOĞRAFA TEPKİ GÖSTERİYORLAR !
Geçtiğimiz hafta "Takıntılı ve Saplantılı MHP Düşmanları" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. O yazı, paylaşılma ve okunma olarak büyük ilgi gördü. Yazının muhataplarından İşçi Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı yazılı bir açıklama göndererek, emekli komutan Erdal Sarızeybek bir köşe yazısı yazarak, yazar Banu Avar resmi sosyal paylaşım sitesinde açıklama yaparak ve ayrıca gazetemizin Genel Koordinatörü Meryem Bozdağı ile görüşerek tepkilerini yansıtmıştır. Tepkilerinde ortak buluşma noktası "Öcalan" olmuştur.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu göndermiş olduğu açıklama içinde (AB)(D)ullah Öcalan ve Doğu Perinçek arasında geçen ve birbirlerine gül uzattıkları samimi görüşmeyi "Adı geçen görüşmenin, "PKK'yı emperyalizm ile birlik olmaktan vazgeçirme görüşmesi" olduğunu herkes biliyor." şeklinde izah ederek, Erdal Sarızeybek "MHP Genel Başkan basın danışmanlığınca MHP düşmanı ilan edilerek İmralı'da yatan bebek katili, cani, vatan haini ile aynı resim karesinde gösterilmemiz akla, izana, vicdana, hatta ahlaka sığmayacak bir hezeyandır. Bunu şiddetle kınıyoruz." diyerek, Banu Avar'da yaptığı açıklama da "Birtakım gazete ve web siteleri hakkımda olmayacak iddialarla kolaj fotoğraflar servis etmektedirler!. Bebek katiliyle yan yana fotoğrafımı koymaya cüret edenler" ifadelerini kullanarak tepkilerini göstermişlerdir.
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu PKK'yı emperyalizm ile birlikte olmaktan kurtarmadan bahsederken Doğu Perinçek'in o zamanki "Kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri Kürt illerinde iflas etti... Kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. Kürt illerinde referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda yapabilmelidir..." (Doğu Perinçek, 2000'e Doğru Dergisi, 15 Eylül 1991)sözlerine dair hiçbir açıklama getirememektedir. Hadi diyelim Doğu Perinçek bir gazeteci olarak görüşmeye ve röportaj yapmaya gitti, peki bu sözleri nasıl ortadan kaldıracaksınız? Hadi yine PKK kampındaki Doğu Perinçek ve Öcalan fotoğrafları bizi yanıltıyor diyelim ,ya o dönem Doğu Perinçek'in çıkardığı dergilerdeki "Gerilla barınmasın diye Ordu orman yakıyor", "Kürdün ateşle imtihanı", "Şeytan üçgeninde Kürtler", "Kürt milli ordusu kuruluyor" "Karar Kürt halkının: Referandum"... vs. başlıkları, manşetleri bize kanaat oluşturmaya yetmiyor mu?
Doğu Perinçek o zamanlar sadece PKK konusunda değil milli konuların tamamında böyle davranmıştır. Kıbrıs Türklüğünün milli kahramanı Rauf Denktaş öldüğünde ağıtlar yakan fakat Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesini şu sözlerle değerlendiren de yine Doğu Perinçek olmuştur.
*"Yabancı ülkelerin askeri müdahale ve işgalleri sonucunda Kıbrıs'ın bağımsızlığı yok edilmiştir. Kıbrıs topraklarının neredeyse yarıya yakını Türkiye'nin işgali altındadır. Bu bölgelerde egemen olan Türkiye devletinin otoritesidir. Kıbrıs bugün Türkiye'nin altmış sekizinci vilayeti durumundadır."
"Nasıl Türkiye'deki sömürü, emperyalistlerin ve onların bir avuç işbirlikçisinin kasasını dolduruyorsa, Kıbrıs'taki durum da farklı değildir. Rauf Denktaş gibi emperyalist işbirlikçisi faşistlerin baskısı altındaki Kıbrıs'ın Türk emekçileri üzerindeki sömürü de devam etmektedir".
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu bu sözlere ne kılıf bulacaktır? Doğu Perinçek ve ekibinin geçmişte Türk-İslam değerlerine düşmanlığı belgelerle ortadadır. Hangi kılıfı bulmaya çalışırlarsa çalışsınlar o belgeleri ortadan kaldırmaları mümkün değildir.
Gelelim Erdal Sarızeybek ve Banu Avar ikilisine…Her iki isimde "Bizi nasıl Öcalan ile aynı karede yan yana getirirsiniz" diye tepki gösteriyor. İlk yazımda kullandığım toplu resimde Doğu Perinçek ile (AB)(D)ullah Öcalan'ın birbirine gül uzatmasına dair fotoğrafı kullandım.
*Doğu Perinçek ile yan yana gelmekten çekinmiyorsunuz da, Doğu Perinçek'in Öcalan'la olan fotoğrafı ile yan yana gelmekten mi çekiniyorsunuz?
*Doğu Perinçek'in ağzıyla MHP'ye saldırmaktan çekinmiyorsunuz da, onun fotoğrafı ile yan yana gelmekten mi çekiniyorsunuz?
*Doğu Perinçek'in her türlü programına katılmaktan çekinmiyorsunuz da , fotoğrafı ile yan yana gelmekten mi çekiniyorsunuz?
Doğu Perinçek ve Öcalan'ın birlikteliğine dair fotoğrafı,sizin fotolarınız yanında kullandım diye tepki göstermek yerine ,önce Doğu Perinçek'e o fotoğrafın hesabını sorun.
"Devlet Bahçeli'ye suikast yapılacakmış, bana niye yapılmıyor" diyen, "MHP'nin başına şu isim Genel Başkan olsun" diye fitne çıkaran, "Avrupa'daki Ülkü Ocakları merkeze bağlı olmaktan ayrılsın" diyen ve her fırsatta MHP'ye ile uğraşan Erdal Sarızeybek ve MHP'yi her yazısında, her konuşmasında "Sahte muhalefet" diye MHP'yi eleştiren, her konuyu MHP'ye saldırmak için malzeme haline getiren Banu Avar önce kimlerle yan yana geldiğine bakmalı, ondan sonra bizlere tepki göstermelidir.
Sizlere tavsiyemiz bedenen ve ruhen yanında olduklarınıza bakın ve artık MHP'nin kapısı önünden kaleminizi ve dilinizi geri çekin.
Birde şunu çok merak ediyorum. MHP bir konuda adım atınca aynı anda Doğu Perinçek'in yayın organları, MHP'de Değişim isteyenler, Ulusalcı etiketi ile gezenler nasıl saniyeler geçmeden aynı anda , aynı tepki ile MHP'ye saldırıyor? Düğmeniz ve kumandanız kimin elindedir?
Yıldıray Çiçek'i, bu yazıyı yazmaya sevk eden, daha önceki yazdığı köşe yazısına sözde Ulusalcıların tepki göstermesiydi. Peki, ilk yazıda Yıldıray Çiçek ne yazdı ki, sözde Ulusalcılar bu tepkileri gösterme gayretkeşliğine girişmişlerdi? Şimdi o yazıyı okuyalım.
TAKINTILI VE SAPLANTILI MHP DÜŞMANLARI
Türkiye'de her şey "PKK/APO açılımına " kilitlenmiş durumdadır. İlgili, ilgisiz herkes bu açılım için yorumlar yapmaktadır. AKP'li yetkililerin ve yandaşların yorumları ise her zaman olduğu gibi yine vahim bir durumdadır. Öyle yorumlar yapıyorlar ki, sanki Kürtlerin önderi (AB)(D)ullah Öcalan, Kürtlerin temsilcisi terör örgütü PKK gibi…
AKP iktidarının her politik uygulaması ve söylemi, Kürt kökenli vatandaşlarımızı PKK'nın kucağına taşımaya yaramaktadır. Sözde "Kürt Açılımı" yapıyorlar bunun muhatabı okulsuz, yolsuz, fabrikasız, işsiz, gariban Kürt kökenli vatandaşlar değil, eli kanlı terör örgütü PKK ve bebek katili sıfatını taşıyan alçakların kralı (AB)(D)ullah Öcalan olmuştur.
AKP'nin iktidardaki 10 yılı PKK'yı meşrulaştırma ve yüceltmeyle geçmiştir. Şimdi yine "PKK/Apo açılımı" konusunda kafaya koyduklarını gerçekleştirmek için güç depolayıp harekete geçmişlerdir. AKP iktidarı medya, sanatçılar, sözde aydınlar, işadamları, sivil toplum örgütleri aracılığıyla resmen seferberlik başlatmıştır. Bu seferberliğe çıkanlar, AKP'nin "PKK/APO açılımı" önündeki en büyük engelini Milliyetçi Hareket Partisi olarak gördükleri için saldırılarını da aynı anda ve tonda harekete geçirmişlerdir. AKP'li yöneticilerin, yandaş yazarların, sözde aydınların hedefinde MHP vardır. AKP'lilerin yakın dostu, nikâh şahitliğini Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı PKK'lı Şivan Perver bile "MHP Türklük sevdasından vazgeçsin" açıklamaları yapmıştır. Önümüzdeki süreçte MHP'ye her türlü saldırı artacaktır. Çünkü küresel bir proje olan "APO/ PKK Açılımı" önünde tek engel, MHP ve Lideri Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu tavizsiz milli duruştur.
Bu süreçte AKP ve PKK yandaşlarının saldırılarını anlıyoruz ve bunu onların misyonlarına uygun görüyoruz da, MHP'de "Değişim" isteyenlerin, Ulusalcıların, Yeniçağcıların, Aydınlıkcıların, Doğu Perinçeklerin, Erdal Sarızeybeklerin, Banu Avarların saplantılı ve takıntılı bir şekilde MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırılarının hangi misyonun gereği onu çok merak ediyoruz.
Önce, MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye karşı, tekrar başlatılan "Apo/PKK açılımına" sessiz kaldığı propagandasını başlattılar. Daha sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli Salı günü Türk milletinin titreyip kendine döneceği açıklamaları yapınca, saplantılı ve takıntılı ruh halleriyle bu sefer de (AB)(D)ullah Öcalan ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u eşitlediği ve kıyasladığı propagandasına başladılar.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin "APO/PKK açılımına" tepki gösterirken kullandığı "Madem İmralı'ya ziyaret sıklaşmıştır, değil mi ki terörist başına gitmek kutsanmıştır; bu durum karşısında İmralı'daki terörist sizin olsun. Biliniz ki ben de Silivri'ye gidip, terörist olmakla ve terör örgütü kurmakla suçlanan, bize göre de terörle mücadelede tarihi vazife üstlenen ve bu konuda eşsiz hizmetleri bulunan 26'nci Genelkurmay Başkanımızı ziyaret edeceğim ve onunla Allah'ın izniyle kısa süre içinde kucaklaşacağım." şeklindeki bu cümleler bunların saplantılı ve takıntılı ruh hallerine nasıl olduysa ilham kaynağı (!) olmuştur.
İlker Başbuğ, MHP Genel Merkezini ziyaret eden ilk ve tek Genelkurmay Başkanı'dır. Teröre karşı tavizsiz duruşuyla bilinen bir komutandır. Teröristlikle suçlanan bir Genelkurmay Başkan'ına bu süreçte verilen destek, AKP tarafından PKK'ya verilen desteği açığa çıkaracak bir hamledir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin İlker Başbuğ'u ziyaret edeceğini duyurması toplumu uyandırma adına milli bir mesajdır. Bunu görecek ve anlayacak olan Türk milletidir. Genelkurmay Başkanlarının "terörist" diye tanımlanıp cezaevine konulduğu ve asıl teröristlerin "kahramanlaştırılıp" cezaevinden çıkarılması için nabızların yoklandığı bir dönemde, MHP Lideri'nin bu tavrından böyle bir sonuç çıkarmak için herhalde bu türden "Ulusalcı" ve onların kuyruğu olmak gerekmektedir. Öyle abuk-sabuk yorumlar yapıyorlar ki, sanırsınız MHP Lideri Devlet Bahçeli "İlker Başbuğ'u ziyaret edeceğim" demeseydi, AKP iktidarı "Apo/PKK açılımından" hemen vazgeçecekti. Aydınlık ve Yeniçağ gibi gazeteler ve yazarları herhalde MHP Lideri Devlet Bahçeli "Silivri'de Doğu Perinçek'i de ziyaret edeceğim" demediği için bozuldular ve aynı anda saldırıya geçtiler. Merak etmesinler (AB)(D)ullah Öcalan İmralı'dan çıkarıldığında, kendisine bir zamanlar gül uzatan ve PKK'nın politikalarına destek veren Doğu Perinçek'i vefa örneği göstererek ziyaret edecektir.
(AB)(D)ullah Öcalan yakalanıp İmralı'ya konulduğu günlerde DGM savcılarına verdiği bir ifadede Doğu Perinçek ile ilgili şunları söylüyordu: "Doğu Perinçek'in 1991 yılında kampımıza geldiği ve benimle görüşmeler yaptığı doğrudur. Doğu Perinçek bana 'siz bu şekilde muvaffak olamazsınız, benim siyasi yapılanmam içinde yer almanız daha doğru olur' şeklinde telkinlerde bulunuyordu."
Doğu Perinçek geçmişte ne diyordu: "Kürt sorununa çözüm demokratik, federal, emekçi cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasacı düzen partileri Kürt illerinde iflas etti... Kürt milleti kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterlerse ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektedir. Kürt illerinde referandum yapılmalıdır. Referandumda ayrılığı savunanlar da özgürce propaganda yapabilmelidir..."
(Doğu Perinçek, 2000'e Doğru Dergisi, 15 Eylül 1991)
"Doğu Perinçek'in partisi için geçmişte günümüzün AKP'si, BDP'si" dersek herhalde çok doğru bir tespit yapmış oluruz.
Ama şimdi bunlar ve bunların kuyruğuna takılıp peşinden gidenler MHP'ye akıl vermeye çalışıyorlar. MHP kendileri gibi düşünmeyip, kendi özgün çizgisinde davranınca çıldırıyorlar. Ne gariptir aynı kişiler ve gazeteler MHP kongresi öncesi de MHP'de "Değişim" naralarıyla propaganda yaptılar. MHP hangi konuda ne yaparsa yapsın aynı anda bir şey üretip saldırıya geçiyorlar. Düşünün ki, Yeniçağ Gazetesi'nde yazan Arslan Bulut ile Aydınlık Gazetesi'nde yazan Sebahattin Önkibar MHP kongresinde aynı kişiyi destekliyorlar. Arslan Bulut Ulusal kanalda da programlar yapıyor. Yazdıkları ve konuştukları hiçbirşey İşçi Partisi ve Doğu Perinçek ile tezatlığa düşmedi bugüne kadar…
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin PKK açılımı karşısında tekrar seferberlik başlatıldığı şu günlerde "teröristlikle" suçlanan İlker Başbuğ'u ziyaret edecek olması tarihi bir olay iken, bunlar bu ziyareti sulandırma ve düşmanlık yapmak için bahane üretme peşindedir. Samimi olsalar zaten yerinde ve zamanında yapılacak olan bu ziyarete destek verirlerdi. Ama her konuyu MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye saldırı malzemesi yapmak için kendilerini zorladıkları için bir türlü takıntı ve saplantılardan kurtulamıyorlar.
MHP görüldüğü gibi AKP, PKK, Cemaat, Ulusalcılar gibi cepheler ve bunların türevlerinin saldırıları karşısında mücadele vermektedir. Bu durum bundan önce de böyleydi, bundan sonra da böyle devam edecektir. MHP milli davalar uğruna tek başına mücadele etmektedir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, PKK açılımına karşı çok sert ve tavizsiz bir duruş sergilemekteyken, Doğu Perinçek'in gazetesi ve televizyonu, Şamil Tayyar, Egemen Bağış, Mahir Ünal gibi AKP'nin milletvekilleri ve yöneticileri, PKK'nın sözde sanatçısı Şivan Perver, MHP'de "Değişim" isteyenler, cemaatin yazar ve yorumcuları aynı anda MHP'ye saldırıya geçiyorsa Türk milliyetçileri ve Ülkücüler MHP'nin haklı duruşu karşısında gurur duyabilir.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin lideri Devlet Bahçeli, tek demeciyle birbirinden bağımsız gibi görünen grupların nasıl aynı cephedeymişçesine hareket ettiğini açığa çıkarmıştır. Türk milleti bu gerçeği görmelidir.
|