AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan, dindar Kürtlerin BDP'ye daha çok oy verdiğini söyleyerek, AKP ve BDP arasındaki dindar Kürtlerin oyları paylaşımında, yeni bir maniplasyona imza attı.
Güneydoğu’da yaşayanların dini duygular konusundaki hassasiyetini, siyaseten kullanmayı kendilerine görev sayan AKP ve BDP, dindar Kürtlerin oylarını paylaşmak için çoğu zaman siyasi manipülasyonlar yapmaktadır.
Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı BDP, din ile bir alakası olmayan Marksist Leninist bir anlayışı siyasi Kürtçülük kılıfı altında sunarken, halkın dini duygularını Kürtçülük propagandalarına alet ederek oy toplamaya çalışıyor.
AKP ise Hristiyan ve Yahudi işbirliğiyle dünyayı yönetmeye çalışan küresel güçlerle stratejik ortak olduğu halde, Müslüman kimliği ön plana çıkarmak suretiyle, dindar oyları almaya çalışıyor. Bu stratejiyle, Güneydoğu halkının dini duygularını sömürmekte beis görmüyor.
Görüldüğü gibi AKP ve BDP, özellikle Güneydoğu halkının oylarını dini duyguları sömürmek suretiyle aralarında paylaşmaya çalışmaktadır. Bu manada AKP ile BDP arasında rol paylaşımı vardır.
BDP, terör örgütü PKK’nın militanlarına dini eğitimler vererek PKK’lı imam yetiştirdi. PKK’lı imamları, alternatif Cuma namazı kıldırma stratejisinin aracı yaptı. Müslüman Türk Milletimizin devletinin bekasına kastederek, asker,polis ve masum vatandaşlarımızı şehit eden bir terör örgütünden dindar çıkar mı? Elbetteki mümkün değildir. Ancak siyasi manipülasyonlarla dindarlara saygı gösteren ve hatta dindar kimlikli BDP havası empoze edilmek istendi.
Terör örgütü ile gereğince mücadele etmeyip müzakere etmeyi küresel rolü gereği kendisine görev sayan AKP, sürekli olarak PKK açılımları yaparak, Güneydoğu halkının oylarını kapmaya gayret etmektedir. Hatta silahları bırakması durumunda cani PKK militanlarının yutr dışına çıkmasına göz yumulacağını bile propagandalarına eklemişlerdir.
Öte yandan, dindar Kürtler yeni bir siyasi oluşum olan, "Kürdistani İslami Parti" içerisinde toplanılacağının siyasetini AKP’ye hizmet derin iradeler yaymaya başladılar. Muhafazakâr kimliği ile tanınan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, yeni oluşumu "zenginlik" olarak niteleyerek, bu manada AKP politikalarıyla örtüştüğünü ele verdi.
Bütün bu gelişmeleri büyük fotoğrafta toplayacak olursak; Güneydoğu halkının dini duygularının, küresel iradenin yönlendirmeleriyle, AKP ile PKK’nın partisi BDP arasında, çeşitli manipülasyonlarla paylaştırıldığını görüyoruz.
‘’PKK’YA AĞLAMAYAN İNSAN DEĞİLDİR’’ DİYEN MÜDÜRE AKP İL BAŞKANI DESTEĞİ
AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven'in’’Dağda ölen PKK’lılara ağlamayan insan değildir’’ açıklamasına destek verdiğini ifade ederek, bu politikann sürdürüleceğini söyledi. Müdürün görevden alınmaması da AKP’nin genel manada bu fikirde olduğunu gösteriyor.
Cezaevlerindeki açlık grevlerinin ölümler yaşanmadan bitmesinden duyduğu mutluluğu dile getiren Advan, BDP kadar kendilerinin de bu sorunun çözümü için çaba harcadığını, raporlar hazırlayıp ilgili kurumlara sunduğunu söyledi. Advan, İmralı'dan çağrı yapan Abdullah Öcalan'ın da bunda büyük katkısı olduğunu vurguladı.
Bu sözleriyle AKP,BDP, PKK ve İmralı arasında bir rol paylaşımı olduğunun adeta itirafını yapan Advan, dağdaki PKK’lıların yurt dışına çıkarılmak suretiyle serbest kalması politikasına da desteğini ifade etti.
Advan sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’BDP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda diretmeli ve çözümü orada bulmalı. BDP ne olursa olsun masadan kalkmamalı. Bu olmazsa, seçimler geliyor ve kimse seçim döneminde adım atmaz. Hepimizin bildiği gibi, BDP sosyalist ve sol olduğunu iddia eden bir parti. AK Parti ise muhafazakar demokrat bir parti olduğunu savunuyor. Normalde bölgede bütün dindar kesimin bize oy vermesi gerekir ama dindar seçmen BDP'ye daha çok oy veriyor. Bunun nedeni de Şeyh Sait'in asılması, 12 Eylül darbesi, faili meçhuller ve köy boşaltmalar...’’
AKP VE BDP’NİN KÜRESEL ROL PAYLAŞIMI
Büyük fotoğrafa yeniden bakıldığında Güneydoğu halkının dindar halkını çeşitli manipülasyonlarla kendilerine çekmeye çalışan AKP ve BDP arasında, küresel bir rol paylaşımı kendisini gösteriyor. Bu rol paylaşımında oy almak ve hedefe ulaşmak için dini duyguları sömürmek de dahil her şeyin mübah olduğu anlayışı hakimdir.
Genel olarak bakıldığında, ne Müslüman Türk Milletimizi katleden PKK’nın siyasi partisi BDP’nin, ne de Hristiyan ve Yahudilerle stratejik ortak olan AKP’nin, halkın gerçek İslami duygularıyla bir alakası olabilir mi?
Önümüzdeki süreçte üç seçim yaşayacak olan Müslüman Türk Milletimizin, bu konuları iyi değerlendirmesi ve sandıkta kullanacağı oyları ona göre vermesi gerekmektedir.
|