Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Çukurova Oğuz Boyları Derneği’nin ‘’Yerel Yönetimlerin görevleri ve Sivil Toplum Kuruluşları ile ilişkileri’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, Adana’da Stalin dönemindeki baskılara maruz kaldıklarını söyledi.
Çukurova Oğuz Boyları Derneği üyeleri, her zaman Yörük evladı olmakla gurur duyan Hüseyin Sözlü’nün, konuşmacı olarak katıldığı konferansa yoğun ilgi gösterdi. Konferansa katılanların, Hüseyin Sözlü’nün heyecanlı ve yürekli konuşmalarına kayıtsız kalmayarak, coşkularını gösterdiler.
Hüseyin Sözlü, yaptığı konuşmada yerel yönetimlerin görevleri, kaynakların sağlanması ve yerinde kullanılması, kaynakların verimliliği ve bölge kalkınmasına hizmet etmesi, Sivil Toplum Kuruluşları ile ilişkiler ve kültür etkileşimleri gibi konulara değinerek, şunları söyledi:
DİKDATÖRLERİN KARŞISINDA DİK DURDUĞUM İÇİN ALKIŞLAYACAKLARINA ELEŞTİRİYORLAR
Geçen hafta bir toplantıda, Adana’nın dikdatörlükle yönetildiğini söylerken, İçişleri Bakanlığı’nın halkın oylarıyla seçilen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı, iki ayda bir yenilediği kararlarıyla 30 aydır görevinden alıkoyduğuna tepkimi dile getirmiştim.
Adana’daki dikdatörlüğü ve kötü yönetimi anlatırken, Adana’nın öz kaynaklarını yerinde kullanmak, iyi bir yönetimle Adana’yı kalkındırmak için Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına Aday olduğumu açıklamıştım.
Gazeteci arkadaşlardan birisi, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oluşumu eleştirerek, ‘’Önce Ceyhan’da Belediye Başkanlığını kazan’’ dedi.
Anladığım kadarıyla, medyanın yeni düşmanı biz olduk. Medyanın görevi genel manada muhalefet yapmaktır. Bizler de seçilmiş Belediye Başkanı olarak muhalefetteki partinin mensubuyuz. Gazeteci iktidarı bırakıp muhalefeti eleştiriyor.
Adana Valisi, hakkında söylediğim dikdatörlük ve despotluk eleştirilerimi, bu gazeteci arkadaşlar eleştiriyor. Devletin Valisini eleştirdiğim için beni eleştirenler, Adana Demirspor Kongresi’nde Adana Valisinin müdahelelerini en başta kendileri eleştirmişti.
Bu bağlamda bana Türk töresi öğretmeye kalkanlar önce kendilerine bakmalıdır. Ayrıca Türk töresinde haksızlığa karşı dik durmak vardır. Türk töremizde hukuka saygılı olmak da vardır. Hukuka saygılı olmak olmazsa olmazımızdır.
Ankara’da, Başbakan, haşarı çocuklarla kavga ediyor. ODTÜ’de, Başbakan’ın tavrı var.Adana’da Belediyeler basılıyor. Adana Valisinin tavırları var.
Ailemizin çiftliğine yapılan yıkım hadisesi var. Bir Belediye Başkanı arkadaşımız bize destek olduğu için, sorgulamalara maruz kalıyor. Sanki Stalin döneminde yaşıyoruz. Adana Valisine saygısızlık yaptı diyenler, yiğit bir duruş sergilediğimden dolayı beni alkışlaması gerekiyordu.
Demokratik kültürde insanların hazrolda durmasını isteyemezsiniz. Vali ve Kaymakam’ın görevleri bellidir. Adana Valisi ve Ceyhan Kaymakamının adı sık sık gündeme geliyor. Siyasetçiler itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
ADANA’DA CAMİ YERİ TARTIŞMASI
Adana’da cami yeri tartışması yapılıyor. Yirmi yıldır cami yeri olarak gösterilen yer esasen vatandaşın tapulu malıdır. Demokrasilerde mülkiyet hakkı vardır. Orasını cami yeri olarak belirlediyseniz vatandaşın rızasını da alarak kamulaştırmanız ve vatandaşın hakkını vermeniz gerekir.
AKP Adana İl Başkanı’na göre, AKP Grup kararı aldığından bu kararı kimse delemezmiş. Millet iradesini sürekli ön plana çıkaranlar, demokrasilerde halk ile çatışılmayacağını bilmiyorlar mı? Hiçbir kurum vatandaşa eziyet edemez.
Cumhuriyet ve demokrasi kavramlarını halka anlatmamız lazım. Herkes hür olmalıdır. Mesela dernek olarak istediğinizi buraya davet edebilmelisiniz. Bu davete icabet edenlerin de korkmadan çekinmeden konuşmacıları dinlemeye gelmesi gerekmektedir. Bu bir haktır ve bu hak gasbedilemez.
BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜ
İnsanların birlikte yaşama kültürünü öğrenmesi gerekmektedir. Bakınız, Balkanlardaki bir çok ülkeden iyi durumda olmamıza rağmen Türkiye’yi AB’ye almıyorlar. Neden? Çünkü AB’ye Haçlı Zihniyeti hakimdir.
Halbuki, Müslüman Türk Milleti, fethettiği yerleri vatan yapmış ama orada yaşayan halkın inançlarına kültürlerine dokunmamış ve karışmamıştır.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇAĞDAŞ ANLAYIŞLA YAPILIRSA GÜNEY TARAFI ADANA’NIN YILDIZI OLUR
Bir Belediye Başkanı, bölgesindeki arsaları en verimli olarak kullanılması için gerekeni yapmak zorundadır. Belediye Başkanı siyasi karar verirse, o arsalar beton yığınlarına dönüşüverir. Bu yüzden siyasetçi karar verirken, çok dikkatli olması gerekir.
Adana’nın Kuzey ve Güney bölgelerindeki farklılıkları hepiniz biliyorsunuz. Evet, Kuzey alabildiğine gelişmiştir ama Güney geri kalmıştır. Kuşbakışı bakıldığında Kuzey tarafının beton yığınına dönüştüğünü de göreceksiniz. Güney tarafı geri kalmasına rağmen daha yeşil alanı bol bir bölgedir.
Bu bakımdan kentsel dönüşümün Güney tarafında çok iyi yapılması gerekiyor. Güney tarafına yapılacak konutlar, çağdaş şehircilik anlayışıyla yapılmalıdır. Güney tarafı çağdaş şehircilik anlayışıyla yeniden yapılandırılırsa Adana’nın parlayan yıldızı olabilir. Burada herkesin sorumluluğu vardır.
Belediye Başkanlığı, artan yetkileriyle birlikte değerlendirildiğinde siyasetsen çekici hale gelmiştir. Siyasetçi aday olarak göreve gelir. Siyasetçi göreve geldiğinde şeffaf olmalıdır. İhaleleri şeffaf yapmalıdır.
Bir Belediye Başkanı, yapacağı mal ve hizmet alımında en yüksek verimi en düşük maliyetle yapmalıdır. Halkın parasını, kamu kaynaklarını en verimli şekilde kullanmalıdır. Denk bütçe yapmalıdır. İddia ediyorum ki, bizden başka denk bütçe yapan yoktur.
Üç dönemlik görev süremin büyük çoğunluğunda muhalefet partisi mensubuydum. İktidar partisi nimetlerinden faydalanarak seçim almak siyasi rüşvettir. Kimseye eğilmeden, kimseye yalvarmadan kendi kaynaklarımızı doğru yöneterek halka hizmet ettim.
BELEDİYE, HİZMET EDERKEN MAL ALIMLARINDA YERLİ MALI KULLANMALI
Atık su arıtma tesislerini yaparken akıllıca bir yol izledik. 22 milyon Euroluk yatırımı halka yansıtmadan yaptık. Kredibilitemiz yüksektir. Ülke ve bölge ekonomimize katkıda bulunduk.
Belediye işlerini yaparken müteahhite vermek yerine kanuni düzenlemeler yapılarak, Belediye işçilerinin çalışmasıyla yapılması gerekir. Bu şekilde çalışanlarımıza da katkı sağlamış oluruz. Ülkemizde bunun yolu açılması gerekmektedir.
Belediyeye alınacak malzemeleri, iş makinalarını alırken yerli sanayi üretimi olmasına özen gösterdim. Yabancı ve pahalı makinaları seçmedim. Bu şekilde yerli sanayicilere destek olduk. Milli düşündük milli davrandık. Milliyetçiliğimiz sadece siyasetle değil aynı zamanda yerli malı kullanarak milliyetçi davranıyoruz.
Bazen davetlere gidiyoruz ya da bir yerde oturuyoruz. Verilen içecekler neden yerli değil? Ülkemizde hatta bölgemizde meyve kıtlığı mı var? Meyvelerin sıkılarak içecek haline getirmek çok mu zor? Üstelik daha ucuz. Dolayısıyla bu konuda da millici olmalıyız.
MHP, ŞERAFETTİN ELÇİ’NİN CENAZESİNE KATILIP DA VARLIK SEBEBİNİ İNKAR ETMEZ
Siyasetçi, halktan kopuk olamaz ve halk gibi olmak halk gibi düşünmek zorundadır. Siyasetçinin halkın rızasını almaktan başka çaresi de yoktur. Siyasetçi halk ile bütünleşmeli ama devletini de düşünmelidir.
AKP Hükümetinin PKK açılımları gereği, Türk Milletimize Habur rezaletini ve Oslo gafletini yaşattığını biliyorsunuz. Diyarbakır Belediye Başkanının devlete başkaldırıcı rezaletlerini de biliyorsunuz. Halkçı olunurken aynı zamanda milli de olunmalıdır. Burada siyaset yapmıyoruz. Siyasetçi olmasam da bunları söylerdim.
Bugün Şerafettin Elçi’nin cenazesi kaldırıldı. PKK renkleriyle çabutlarla cenazesi defnedildi. TBMM’de yapılan törende AKP, CHP, BDP ve Bakanlar neredeyse devlet erkanı PKK’lı gibi düşünen bir kişinin cenazesinde safa durdu.
Medyalara bakıyorsunuz cenazeye MHP’nin katılmayışı sorgulanıyor. Hiç kimse kusurumuza bakmasın. MHP, varlık sebebini inkar edemez. Başkalarının katıldığı gibi o cenazeye katılamazdık.
GÖÇ MESELESİ SOSYAL BARIŞI SAĞLAYAN İYİ YÖNETİMLE MESELE OLMAKTAN ÇIKAR
Şehirlerin göç almasını mesele haline getirip mazeret üretenler var. Belediye Başkanlığını yaptığım Ceyhan, en çok göç alan bir İlçedir. İlk seçildiğimde % 36,5 oy oranıyla 13.600 kişinin oyunu aldım. İkinci parti ise PKK’nın o zamanki partisi HADEP idi.
G.Doğu’dan kalabalık göç alan bir yerden bahsediyorum. Biz burada sosyal barışı sağladık. Tarsus’ta MHP’li Belediye Başkanı, Ceyhan’da MHP’li Belediye Başkanı sosyal barışı sağladı. Ceyhan’da artık girilemeyen bölge yok. Kurtarılmış bölge yok.
Eskiden Ceyhan’da Nevruz kutlamaları olaylıyken şimdi olaysız geçiyor. Çünkü sosyal barışı sağladık. İnsanlar öyle kaynaştılar ki, günümüzde Nevruz kutlamasına katılan G.Doğulu vatandaşlarımız kutlama bitse de evlerimize dönsek diye düşünüyor. Çünkü birlikte yaşadığı komşularına karşı mahcubiyet duyuyor.
Bugün bir cenaze dolayısıyla G.Doğu’da her yer kapalıydı. Kepenk indirmişler. Orada devlet yok. Ama Ceyhan’da böyle değil. Biz geldik bitti. Girilemeyen yerlere, girilemeyen pazara, eskiden girdirilmeyen zabıtamı gönderdim. Pazara eskiden aynı zabıtayı almayanlar, biz gönderdik selama durdular. İşte bizim farkımız budur.
Biz Ceyhan’ı düzelttik. Şimdi eskiden varlık gösteremeyenlerin devamı AKP, bundan faydalanmaya çalışıyor. Ama Ceyhan halkı kendisine yapılan hizmeti unutmayacaktır. Orada sosyal barışı sağlayanları unutmayacaktır.
Göç meselesinden dolayı Adana sıkıntı çekiyormuş. Gülbahçesi, Dağlıoğlu gibi mahallelere girilemiyormuş. Ceyhan’da nasıl ki, kurtarılmış ve girilemeyen bölgeleri bitirdiysek, Adana’da da bitirmeye geliyoruz.
Nasıl bitireceğiz? İnsan ayırımı yapmayarak, sosyal barışı sağlayarak bitireceğiz. Hizmet ederken, parti kimliğimizi bir kenara bırakıyoruz. Her kesimin isteğini karşılamaya çalıştım. Hizmetlerimiz karşısında, halkın eğilmesini istemedik, karşılık beklemedik.
AB’ye girmek için Hristiyanlarla birlikte yaşamayı düşünenler, kendi insanlarımızla bir arada yaşamayı öğrenmelidir. Alevi Sünni kavgasına yer verilmemelidir. Geçmişteki hatalardan herkes ders almalıdır. Bizden Cemevi istediler yer verdik. Şimdi başka bir yere taşıyalım dediler onu da yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de lütufkar bir üslubumuz kesinlikle olmamıştır.
Bütün hemşehrilerimizin inançlarına saygılı olmak durumundayız. Bu bağlamda, insan odaklı yaptığımız hizmetler, vatandaşlarımız arasında sosyal barışın sağlanmasında en büyük etken olduğunu ifade etmek istiyorum.
Çukurova, sadece verimli topraklara sahip olan bir yer değildir. İnsanlarımız da verimlidir. Çukurova’dan sanatçılar, yazarlar ve iş adamları yetişmiştir. Milli mücadelede önemli kahramanlıklar gösteren bir bölgenin insanlarıyız.
Böylesine zengin topraklarda, böylesine kültürlü insanların yetiştiği bir bölgede, siyasi çekişmeler yaşanmaktadır. Bir Çukobirlik derdi vardı şimdi Adana Büyükşehir Belediyesi derdi var. Belediye aynı Çukobirlik gibi oldu. Halkın seçtiği insanları görevden alarak kaos ortamı oluşturanlar Adana’nın gerilemesine sebep olmuştur.
Bu toplantıya katılarak bizleri dinleyen siz hemşerilerimize teşekkür ediyorum.
|