Dünyanın en önemli seçimleri arasında gösterilen 2023 seçimleri öncesinde, Türk Milliyetçilerinin oyunu Sol Cenaha yamamak için kapı kapı gezdikleri siyasi mecralardan kafalarını uzatıp Dersimci Kemal Kılıçdaroğlu'na destek açıklaması yapan MHP ve Ülkü Ocaklarında bir dönem görev yapmış Eskimiş Tiplere tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, MHP ve Ülkücü Hareket adına sağda solda ahkam kesme hadsizliğine düşen bu sefil ve pespaye tiplerin esasen hiçbir zaman MHP’li ve Ülkücü olamadığını söyledi.

TÜRKİYE'NİN HER KRİTİK SÜRECİNDE MHP'NİN KARŞISINDA YER ALAN SÖZDE MİLLİYETÇİ TİPLER

Türkiye ne zaman kritik bir döneme girse, MHP ne zaman Türkiye'nin bekasına yönelik önemli bir karar alsa; Ülkü Ocakları ve MHP'de geçmişte yöneticilik yapmış olanlardan bazıları, Milliyetçi Ülkücü Hareket'in Liderinin aldığı kararın aksi yönünde açıklamalar yaparak ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Başbuğ Alparslan Türkeş zamanında da böyleydi, Lider Devlet Bahçeli zamanında da böyle oldu. Dünyanın en önemli seçimleri arasında gösterilen 2023 seçimleri öncesinde de durum değişmemiş ve geçmiş dönemlerde Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevini ifa eden Azmi Karamahmutoğlu, Alaattin Aldemir, Mustafa Hakan Ünser, Suat Başaran ile MHP'de yöneticilik yapmış Yılma Durak, Şevket Bülent Yahnici, Selim Kaptanoğlu gibi siyasetçiler, MHP yönetiminin gittiği yolun tersinden gitmeyi tercih ettiler.

NE ZAMAN SIKIŞSALAR BENDE ÜLKÜCÜYÜM DİYENLER

Türkiye’ye getirildikten sonra korkusundan 'Gençliğimde Ülkü Ocakları Üyesiydim' diyen teröristbaşı Öcalan gibi, ne zaman siyaseten sıkışsa ''Bende Milliyetçiyim, Ülkücüyüm'' diyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine kanmayı tercih eden bu tipler; kapı kapı gezdikleri siyasi mecralardan kafalarını uzatıp kullanmayı çok sevdikleri ''Eski Ülkücü'' kimliğiyle MHP yönetiminin aldığı karara karşı duruş sergilediler. Bunların içinden bazıları kendilerini Ülkücü Kanaat Önderi ilan ederek Ankara'da düzenledikleri bir toplantıya çağırdıkları Dersimci Kemal'den Bozkurt Kemal çıkarma gafletine düştü. Başbuğ Alparslan Türkeş'in ''Ülkücülük MHP'de olur.'' söyleminin altında ezilen bu tipler; ''Ülkücülük bir idealdir. Milliyetçilik kimsenin tekelinde değil.'' diyerek kendilerinin başka partilerde at koşturmasını, ''CHP’nin bir oku da milliyetçilik.'' diyerek Atatürk'ün çizgisinden çıkıp Milliyetçilik okunu çoktan kıran CHP'de yer almalarını normal gösterme gayretkeşliğine soyundular.

BAŞBUĞ TÜRKEŞ ÜZERİNDEN LİDER BAHÇELİ'YE SALDIRMA AYMAZLIĞI

MHP'nin kurucu Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş'in Türkiye'nin bekası için Milliyetçi Cephe Hükümetlerinde koalisyon ortağı olduğunu ve 1980 sonrasında RP ve IDP ile birlikte ittifak oluşturduğunu hatırlamamakta ısrar eden bu tipler; MHP'nin Başbuğ Türkeş'in yolundan giderek Türk Milletinin ve Devletinin bekası için 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Ak Parti ile birlikte Cumhur İttifakı'nı oluşturmasını bir türlü hazmedemediğinden dolayı; Lider Devlet Bahçeli'yi ''Başbuğ Alparslan Türkeş çizgisi'' üzerinden vurmayı sürdürerek, Milliyetçi Ülkücü Hareket'in davasıyla çeliştiler.

PKK İLE AYNI ÇİZGİDE YÜRÜYÜP ÜLKÜCÜLÜK TASLAYANLAR

14 Mayıs seçimleri öncesinde, MHP'nin destek verdiği Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin desteklediği Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanması için destek açıklaması yapan bu tipler; Cumhur İttifakının oylarını bölüyor diye açık ya da gizli destek verdikleri Sinan Oğan'ı 28 Mayıs 2. Tur öncesinde Cumhur İttifakını destekleme kararı üzerine yerden yere vurup, muhalif ittifakı destekleme kararı alan Ümit Özdağ'a methiyeler düzdüler. Nihayetinde bu tipler; Türklüğü Anayasa'dan çıkaracağını, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'yı hapisten çıkaracağını, özerk yönetime yeşil ışık yakacağını açıkça ifade edenlerin olduğu Altılı Masanın ve PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin desteklediği Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararlarını her platformda duyurarak, Milliyetçi Ülkücü Hareket'in davasına bir kez daha ihanet etmeyi seçtiler.

HER ŞEY TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN OYUNU SOL CENAHA YAMAMAK İÇİN

Ak Parti'nin ilk kez TBMM'de azınlığa düştüğü ve Yüzde 60 blok olarak isimlendirilen muhalefet cenahının ilk kez Milletvekili sayısında çoğunluk elde ettiği 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri neticesine göre; yüzde 60 muhalefet bloğunun içinde olan HDP ile koalisyon hükümeti kurmak istemeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Pensilvanya'dan devreye giren Fethullah Gülen'in CHP+MHP+HDP Koalisyonunun kurulması çağrısını ve Kemal kılıçdaroğlu'nun Başbakanlık teklifini reddederek, seçimlerin yenilenmesini istemişti. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin yüzde 60'lık muhalif bloktan ayrıldığı seçim gecesinin, Meral Akşener'in de MHP'den ayrılmaya karar verdiği gece olduğuna dair, bir çok siyasi olay sıralanabilir. Erdoğan'ı iktidardan indirmenin tek yolunun MHP'nin ayrılmasıyla eksilen 60'lık muhalif blok oylarının tamamlanmasını isteyen küresel güçler ile aynı düşünen Meral Akşener; MHP Lideri Bahçeli'nin hasta yatağında olmasını fırsata çevirip Koray Aydın ve Ümit Özdağ gibi siyasetçiler ile birlikte düzenledikleri Tarla Kongresi'nde MHP'yi ele geçirmeye çalıştı. Başarılı olamayınca Tarla Kongresinde beraber olduğu Koray Aydın ve Ümit Özdağ ile birlikte MHP'ye ihanet ederek İyi Parti'yi kuran Meral Akşener, Türk milliyetçilerinden bir kısmını Sol Cenaha Yamama Eylem Planı'nı uyguladı. Genel Başkanlarına ihanet etmeyi alışkanlık haline getiren Ümit Özdağ, FETÖ'cülükle suçladığı İyi Parti'den ayrılarak Zafer Partisi'ni kurmuştu ancak, 28 Mayıs seçimleri öncesinde PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin destek verdiği muhalif ittifakta yer alan Meral Akşener ile tekrar yolları birleşti. 

Yukarıda isimleri geçen MHP ve Ülkü Ocaklarında bir dönem görev yapmış Eskimiş Tiplerin, Meral Akşener'in ve Ümit Özdağ'ın tüm derdi; Türk Milliyetçilerinin oylarını Sol Cenaha Yamamaktır. Bu yüzden, PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin desteklediği Altılı Masanın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyorlar. 

KILIÇDAROĞLU'NUN SEÇİLMESİNİ MHP'YE DÖNÜŞ BİLETİ OLARAK GÖRENLER

MHP ve Ülkücü Hareket'e ihanet ettikten sonra bir türlü gittikleri yerin yenisi olamayıp hala ''Eski Ülkücü'' sıfatını kullanmaya özen gösterenlerden birisi olan Suat Başaran'ın; ''Gerçek mücadele seçimden sonra başlayacak. Güzel olan değişimin kendisi. Demokrasinin en güzel yanı, seçtiğini değiştirebilmek. Partide yapamadım, ülkede deniyorum. Olursa devamı gelir ve yuvamıza kavuşuruz belki. Bu hayal, değişim için oy vermeye değer.'' sözleriyle, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesini, kendisi gibi MHP'ye ihanet edenlerin MHP'ye geri dönüşünü sağlama aracı olarak görmesi ise Gaflet ve Dalaleti aşan bir söylem olarak tarihe geçti.

MHP'Lİ YAŞAR YILDIRIM'DAN DAVASINA İHANET EDEN ESKİCİLERE TEPKİ

Tüm bu olup bitenlere yönelik değerlendirmelerde bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, ''Ülkücü Hareket’in birilerine/bir yerlere minnet duyması gerektiğine Kemal Kılıçdaroğlu karar veremez. Ülkücü Hareket’in kimseye minnet borcu yoktur, aksine bütün Ülkücülerin ve hepimizin Ülkücü Hareket’e ve MHP’ye minnet borcu vardır. Vatan millet sevgimize vesile olan Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket Partisi’dir. CHP'nin ülkücü değerler üzerine yorum yapmasına sebep olan, buna müsade eden her kim varsa Cenabı Allah’a havale ediyorum. Ne zamandır CHP, Ülkücü Hareket’in yönünü ve hedeflerini belirliyor beyler?'' dedi.

BU SEFİL VE PESPAYE TİPLER HİÇBİR ZAMAN ÜLKÜCÜ OLAMADI

Teşkilatlarda görev aldıkları dönemlerde dahi her fırsatta MHP yönetiminin karşısında duruş sergilemeye çalışan bazı tiplerin hiçbir zaman Ülkücü olamadığına dikkat çeken MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, ''12 Eylül’de Başbuğ Alparslan Türkeş‘i mahkemelerde ve cuntanın önünde satanlar, bugün Ülkücüleri; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na pazarlamaya çalışmaktadır. Yine bu aynı şahıslar, fetöcü savcılar huzurunda düzmece iddialarla, MHP'nin aleyhinde muhbirlik yapmışlardır. Bu sefil ve pespaye tipler, hiçbir zaman için MHP’li ve Ülkücü olmamışlar ama MHP ve Ülkücü Hareket adına sağda solda ahkam kesme hadsizliğini kendilerinde hak görmüşlerdir. Mamak Cezaevi’nde, C-5 lerde türlü işkenceye maruz bırakıldığı halde, 12 Eylül’ün işkenceci başsavcısı Nurettin Soyer’i 'en büyük hukukçu' olarak gördüğünü söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasından giden kim varsa, şaşmaz ve yanılmaz adaletin sahibi Yüce Allah’a havale ediyorum.'' dedi.