KÜRESEL KRALİYETÇİLERİN DİKKATİNE!

“Alman ordusu 1941 sonbaharında Rusya’nın Harkov kentine girdiğinde şehirde sadece 250 bin kişi kalmıştı. Ordu Berlin’e sadece 150 bin kişiyi destekleyebileceğini bildirdi. Bunun üzerine durumu SS’ler ele aldı. 100 bin sivil toplandı. Ellerine kazma kürek verilerek şehrin dışında bir tepenin yamacına büyük bir siper kazılacağı söylendi. Siper kazan 100 bin kişi makineli tüfeklerle öldürüldü ve dozerlerle ölüler siperlere atıldı.

Fransız askerleri 8 Mayıs 1945’te Cezayir’in Setif kentinde 2. Dünya Savaşı’nın bitimini kutlayan Setiflilerin Cezayir bayrağı açması üzerine kitle üzerine ateş açtı ve 45 bin sivil Cezayirli’yi öldürdü.

Aynı Fransa Cezayir’i destekleyen Tunus’u cezalandırmak için Sakied Sidi köyünü bombaladı ve bine yakın sivili öldürdü.”

****

Sicilinden kan ve gözyaşı akan, Mehmet Akif’in o isabetli deyimiyle medeniyet görünümlü ‘tek dişi kalmış canavar’lar meclislerinde aldıkları kararlarla Milliyetçi Ülkücü Hareket’in faaliyetlerini yasaklama peşindeler.

Üstelik bu fikirlerine Ülkücü Hareket’in ‘toplum değerlerine, insan onuru fikrine aykırı olması (!)’nı gerekçe sunuyorlar.

Kendi tarihlerine bakmayı unutarak…

****

Üzerinde yaşadığımız coğrafya bize öğretti ki bazen olayların ya da söylemlerin kaynağından ziyade zamanlamasına bakmamız gerekiyor.

Bugün Dünya’nın gözü Ülkücü Hareket’e çevrilmişse bunun yegane sebebi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin milli meselelerde Cumhurbaşkanımızı destekleyen tavizsiz duruşu ve Cumhur İttifakı’nın dik başlı iç ve dış politikalarıdır!

Almanya, ‘Türkiye’nin demokratları yalnız bırakılmamalıdır’ diyerek Türkiye’yi Alman vatandaşlarına şikayet eden Kılıçdaroğlu gibi bir tutum bulamadığından muzdarip belli ki.

****

Küresel kraliyetçilerin unutmaması gereken bir durum var ki yeni dünya düzeni diye tabir ettikleri fecaat yumağının emellerine Milliyetçi Ülkücü Hareket hiçbir zaman hizmet etmeyecek.

Yasa tasarısı hazırlığında olmak, bununla ilgili yasa çıkarıp fiiliyatta da müdahalede bulunmak Almanya’nın demokrasiye tahammülsüzlüğünün ispatından öte olmayacaktır.